Issız kalmış muhitin dağında taşa döndüm
Toprağın eleğinden süzülen yaşa döndüm
Yalnız kalmış bir mezar kurumuş başa döndüm
Elemli bir gecede görülen düşe döndüm
Beraati olmayan sımsıkı bir zindanda
Yıllar yılı durmadan yoruldum boşa döndüm
Gaipten sesler gelir lütfen geç olmadan gel
Yaşananlar derinde herkesce zahir gibi
Her gönülde bir hayat bambaşka şehir gibi
Yangınlara deva su gönülde zehir gibi
Mucizevi nefesler yaşamam sihir gibi
Bir ışık arıyorum mazilerde kayboldum
Kalabalık içinden kurtuluş ahir gibi
Bu yüreğim ölüme artık aç olmadan gel
Derde derman kimsede bulunmaz imkan yoktur
Kaçıpta gideceğim hüzünsüz mekan yoktur
Sessizliğin içinde ihamsız zaman yoktur
Her tarafta harabe bakınca viran yoktur
Zift karası dökümlü şafakksız gecelerden
Denedim ya bir kaçış ya da bir erkan yoktur
Meçhullükler kaplanmış gönlüm hiç olmadan gel
Surlar girmiş araya bağ sadakat kalmadı
Yalandan kurşun sözler bir hakikat kalmadı
Bulanmış gökyüzünde bize şefkat kalmadı
Kılavuzluk edecek tek mahlukat kalmadı
Yalnızlığın içinden çıkışa bir yol buldum
Bu sefer de gönülde zerre takat kalmadı
Lütfen lütfen sevdiğim şimdi güç olmadan gel
Kayıt Tarihi : 20.2.2022 01:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!