Ya şafaklar sussun, ya gönlüm!
Ya ateşten çıksın demir, ya kalp gövdeden
ne mahrum, ne sahip aralar bilinsin!
Sonralar gelsin göze, söze biçtiğim
niyetler dökülsün yazılsın başıma.
Bu harap, bu zil zelal kahrın içinden
çıkışım yok, ne zaman ölürüm.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman