Karmaşık bir sayının imajinel kısmı gibi
Kalıverdim ortada.
Kimse beni görmüyor
Kimse fark etmiyor yokluğumu.
Okyanusların unuttuğu kumsallar gibiyim.
Mercan yüklü kervanlar geçiyor üzerimden,
Kervanlara katılıp, hicret ediyor gözlerim.
Bu kentin üvey evladıyım,
Yüzüm bir harp meydanı.
Tırnaklarımda skolâstik dönemden kalma
Öyle çok yara öyle çok acı...
Derken gökyüzünde hışım gibi bir yağmur...
Sıra dağlar parçalanıyor sözcük sözcük,
Cümleler devriliyor birer birer üstüme,
Devrik cümlelerin altında kalıyorum
Çaresiz başım benim, nerdesin?
Nerdesin, yirmi beş yaşım?
Bu karanlık bitse artık diyorum.
Devrik cümlelerden örülü yalnızlık şiirleri,
Bu dilim dilim doğranmış Ekim-Kasım geceleri,
Bitse artık…
Bu kentin üvey evladıyım,
Keşkeleşen bir dünyaya gözlerini açan,
Zihinsel özürlü bir çocuğun doğum sancısıyım.
Simetri eksenimden ikiye ayırdılar beni.
Bir yanım Derinkuyu’da, yer altı şehrinde kaldı,
Öbür yanım Erciyes’in doruklarında...
Omuzum... Omuzdaşım... Nerdesin?
Yağmurlar saldırıyor üzerime,
Sebepsiz değil gözyaşlarımın betonları oyması.
Çamurlar sıvanıyor yüzüme
İçimde amansız bir toprak kayması...
Kayıt Tarihi : 9.7.2014 01:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!