Önce,
Alışkanlıkları değişir insanın
Fark etmez
İçine çeker, yavaş yavaş
Hengâmeli garip
Sonu hüsranlı bir savaş
Düşman kim?
Muamma...
Dilinden düşürüverir
Terennümlerini ansızın..
Hicranla dost olur
Hissetmez acısını
Söz verip de tutmamayı öğrenir
En çokta kendine
Alışır sıkılıp, daralıp, bunalmaya da
Bir türlü boğulmaz çaresizlik girdaplarında
Koca şehirde
Bütün yüzler aynı görünür
Hem yabancı, hem aşina
iki kelimeye iner dağarcığı
Alabilir miyim, teşekkürler.
Özlemeyi unutur
Katı kalpli, inatçı
Kenar bir mahallede
Gündüzleri başı yerde
Başlar paranoyaları
Uzun gecelerde
Kaybolur okurken
Tozlu sayfalarında kitapların
Alsada eline, bırakır yeniden
O, çok sevdiği aşk romanını
Bitmiştir artık
Aşka ve sevgiye dair tüm inancı.
Bitik dünya hikâyeleri yazar
Her gece, uyku nöbetlerinde
Beyaza boyadığı duvarlarına
Kırmızı mürekkeple
Uyanır her sabah,
Yaşamaya mecbur
Geçerken önünden
Dönüp bakmaz,
Aynadaki solgun yüze
Bilir ki; asılı kalmış orda
Hâlâ can çekişen...
Yalnızlığın anatomisi.
Bilinçaltının karanlık odalarına gizler
Bir şeylere kavuşma endişesini,
Giyotine bağlar iyimser dileklerini,
Çıkmaz sokaklarda öğrenir
Sokak lambalarının konuşabildiğini,
Unutmuştur, unuttuğu her şeyi
İşte...Böyle hapseder insanı
Yalnızlığın…
Uyumsuz, karanlık iklimi.
Kayıt Tarihi : 2.6.2022 22:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
...
![Rafet Korkmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/06/02/yalnizligin-anatomisi-3.jpg)
Kimi siyanürle yaptı bunu kimi bilerek yürüdü dar ağacına..
Salıncakta sallanır doladı yaşamı boynuna...
TÜM YORUMLAR (1)