Hüzün
Danseden bir kelebek misali
Bir günlük saltanatın kollarında
Öylesine mutlu, öylesine umutlu
Yalnızlık
Bir keman yayının kirişinde
Anlamsız seslere gebeydi bilmeden
Umutlar...
Keşkelerin sonsuzluğunda yaşayan
Divane bir serseriydi belki de...
Yalnızlığım diye seslenen bir kadın
Sıvasız duvarlara dökmüştü yüzünü
Asırlar öncesi...
Sonuna dek açılmıştı
Keşkeler şehrinin kapıları
Pişmanlıklar satılıyordu, acımasız tezgahlarda
Sıra sıra raflarda dizilmişti
Kızılcık şerbetleri
Yaralı yürekler saklanıyordu
Kavanozlarda
İçli hıçkırıklar dökülüyordu
Gökyüzünün derinliklerinden
Heyhat!
Kanlı ellerdi uzanan hayallerimize...
Yağmurlar düşmüyordu çatlayan toprağına
Şarkılar söylemiyordu artık rüzgâr
Kırağı vurmuş bakışlarında tüneyen bir korku
Kimbilir
Belki de çaresiz...
Titrerken kirpikleri
Dağ başını duman almış mı söyleniyordu
Yalnızlığın korosunda
Yoksa
Habersizce gelen bir kurşuna
Adres mi yazılıyordu kainatın sayfasında...
Yalnızlığım!
Bilirim sen benim terketmeyenimsin...
Yalnızlığım!
Yaşamak zorunda olduğum...
Kanımsın, canımsın
Sen benim çaresizliğimsin...
Eylül GÖKDEMİR
Kayıt Tarihi : 28.4.2009 19:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Eylül Gökdemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/04/28/yalnizligim-267.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!