Yalnızlığa gittiğim an..

Koşuyorum yalnızlığa,
Dolu dizgin hemde....
Hayat denilen çarkın,
Dişlileri arasından.....
**
Şiir tadı kadar güzel cemâli'nin,
Kalbim de ki sevgisi,
Seni kaybetmenin verdiği acıyla,
Yemyeşil bir ağacın kuruması gibi,
İçimi belkide
kara sevda saracak
Zamanla silenecek,
Yada bir anı olarak kalacak.
**
Seni soluyamamanın,
Bende uyandırdığı nefret duygusu
Ciğerlerime yaşamam için aldığım,
Oksijene karışarak,
Nefret'i de soluyacak.
**
Neden? neden? neden?
Neden; sebebsiz olarak;
Sana olan aşkımı,
Susan kaldırımlara
Bir gazete kağıdı gibi,
Yırtıp atman......
**
Daha önce konuşamazmıydık.....?
Beynimde yıkılmışlığın izleri,
Duruyor hâlâ.....
Sana seni sevdiğimi, yüreğim;
Sessizce de olsa söyliyecek....
Ruhum, seni düşlerimde de görecek elbette.
Senin bana;
Seni seviyorum diyerek,
Söylediğin tatlı aşk sözlerini,
Hatırlıyacak daima......
**
Acaba sen:
Ruhumun terkedilmiş aşk odasındaki,
Aşkının hala orada durduğunu,
Anımsıyacakmısın acaba?
Bilemiyorum.....
Zaman gösterecek...
**
Belkide yeni hayatına,
beni unutup kahkahalarla başlıyacaksın..
Yada aşkımızın izlerini,
Benim silemediğim gibi,
Sende silemiyeceksin ruhundan.....
**
Şu andan itibaren yalnızlık şatosuna,
doğru gidiyorum.....
Senin sayende....sağol aşkım...
İsmim cismim olmıyacak.
Sevginle ismi YALNIZLIK olan,
Karanlıklar şatosuna gömüleceğim.
**
Ruhum ebediyen sevgilisini arayan,
Bir kuş olacak,
Ve senin rüyalarına gireceğim.
Senin rüyalarında kanat çırptıkça....
Ruhunun en derinlerine doğru,
yol alacağım.
Daha derinlerine
Yol almalıyım.
Senin ruhunda,
seni arayacağım....
**
Seni bulmalıyım...
Seni bulacağım.
Çünki seni.....
Günahların da olsa,
Unutamıyorum ve seviyorum.