“Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdesin” diye başladığı şiirini “Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı” diye bitirerek tarif etmiş Yaşar Kemal; yalnızlığı… Yavuz Bülent Bakiler “Dağ başı yalnızlığı ölümden beter; hiç kimse aramasa sormasa beni, sen gelsen yeter” derken Sen Sen Sen diye figan etmiş kahredici yalnızlığına.
Nihal Atsız “Yine aklımda bugün sen varsın, Yine derdinle hayalim hasta!” diyerek anlatmış derdini; derdine… Kemalettin Kamu “Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın, Kulaklarım komşuların ayak sesinde!” diye dert yanmış kimsesizliğinden…
Hafızama yer etmiş tüm şiirlerin, tüm mısraları yalnızlığı resmediyor yalnızlığımda. Bir gökyüzü çiziyorum kelimelerimle; karanlık, bulutlu ve ay ışıksız. Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlardan içtima alıyorum, hepsini tek tek sayıyor hepsine tek tek sövüyorum. Yeryüzünde; gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar kadar yalnızım ve oturmuş gökteki yıldızlarla kavga ediyorum…
Sendeleyerek yürüyorum; kendi içimdeki karanlık, soğuk, çıkmaz ve tekinsiz sokaklarda. Kapı kapı dolaşıp gördüğüm her kapıyı büyük bir tedirginlik ve yaşama hevesi veren bir ümitle çalıyor; sığınacak bir yer arıyorum kendime, kendi içimde! Dilimde bir yalnızlık türküsü ki gamdan, kederden, acı ve ızdıraptan mütevellit.
Kimseye söyleme demiştin içtiğimiz son kahveyi. Öyle yaptım; söylemedim hiç kimseye. Zaten kimsem de yok, duvarlardaki hayallerinden başka. Onlara anlatıyorum, olanı biteni. Bazen ağlayarak salya sümük, bazen de hiç konuşmadan; tek kelime etmeden anlatıyorum duvarlardaki hayallerine seni… Sana, seni…
“Kimseye söyleme Zeynep, ben senden ibaretim.
Bak kimseye söyleme Zeynep, ben sana sırılsıklam aşığım…” diyorum çok defa ve ardından ağlıyorum… Sonrası derin ve uzun bir sessizlik. Bazen kavga da ediyoruz yokluğunda, yokluğunla! Sen susup surat asıyorsun, ben gözlerine bakıyorum çıt çıkarmadan. Sonra barışıyoruz. Kimin özür dilediğinin bir ehemmiyetinin olmadığı barışmalar yaratıyorum kafamın içinde. Ben senin yokluğunda, yokluğunla kavga edip bildiğim tüm acıları yaşıyorum.
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek