Yıllarca hep bir yalnızı oynarız.
Etrafımız ne kadar kalabalık olsa da
karışamayız onlara
Kendimizi bir türlü yüzleştiremeyiz
başka yüzlerin aydınlığıyla
İnsan sohbetlerine hep karşı kıyıdan bakınırız.
Ruhumuz çelikten zırh gibi duran
kendi dört duvarını kıramaz.
Kıramaz ve kara kapıyı gıcırdatıp da
çıkamaz kalabalığın avlusuna.
Bütün yola çıkışlarımızda
Bütün seferlerimizde
İnsana ve yaşama dair her dokunuşumuzda
Hep tek kişilik bir senaryoda
çok perdeli bir oyunda buluruz kendimizi.
Nefes alışlarımız tek kişilik
Sevinçlerimiz tek kişilik
Hüzünlerimiz,öfkelerimiz
Hatta kavgalarımız dahi tek kişilik olur.
İki kişi,çok kişi olup da yol alamayız
Gün düşüremeyiz ne zamandan ne de yalnızlığımızdan
:::
Çoğu zaman ruhumuz bedenimizden dahi ayrıdır.
Bedenimiz kalabalıkta dolaşırken bile
Ruhumuz kendi yalnızlığında nefeslenip durur.
Ondan uzakta zamanın kanatlarında süzülür.
Dudaklarımız en kalabalık kahkahayı patlatırken
Ruhumuz kendini suskunluğa mühürler.
Hep sırt çevirir başkalarına karışıp
onlar gibi olmaya
hep sessiz bir terennümle karışır yalnızlığa dair bir şarkıya.
Bedenimiz bir otobüste,bir gösteride
hınca hınç dolu bir kalabalığın ablukasındayken bile
ruhumuz bitkin ayaklarla yalın ayak yürür,
çıplak tende üşür,
kor bir alevin külünde buz tutup
soğuk bir mevsime göç eder hep.
Çıkıp gün ortası meydanlara
Çıkıp her gece yarısı sokaklara
"Yaşasın yalnızlığın yalnızlığı" diye sloganlar atar ruhumuzun ince fikri.
Geceyi bile kendi gölgemizle bakışarak geçiririz.
Kendimizle konuşur,
Kendimizle dertleşir,
Kendimizle dövüşürüz...
Kayıt Tarihi : 17.9.2022 13:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!