yalnızlar sokağında bir adam
derin yaralarda gizli
en derinde bir burukluk
ve en derinde bir yılgınlık gizli
ve bir ses diyor ki
inatlaşma artık hayat ile
zemzem isteyen susuz yüreğini
tuzlu sulara değiştin sen
inatlaşma artık hayat ile
sen yalanlara kandın
çünkü sen doğarken ağladın
ve nedense
kenetlenmiş kelimeler arasından hep bir suskunluk çıkıyor
her suskunluğum aslında derin bir susuzluk
her yana baksam bir acı esef akıyor
her bakışım sanki bir derin uykusuzluk
artık bana gerek, yalnızlar sokağında damı akan bir ev
her anında eski beni hatırlatan
yalnızlığa dahi çok geliyorum
o beni bıraksa da ben onu bırakamıyorum
ümitlerde dahi bir teselli bulamıyorum
ah ümitlerim
biriniz dahi gülmeyip somurtarak ne kazandınız
bir yılgınlık içerisindeki bana bu kadar mı taktınız
başkasına neden bu kadar gülüp beni tek tek yıktınız
ah ümitlerim
benim gönlümde ne de çok derin yaralar açtınız
artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak
biliyorum
kaybedilenlerin yeri asla dolmayacak
onu da biliyorum
ve her geçen gün daha da artacak
bunu da biliyorum
yara izleri hep mühür gibi kalacak
ah ümitlerim
sanırım ihanetler bu kadarla da kalmayacak
bunu da bilmeni istiyorum
belki umutvari bir düşünceyle
vazgeçer inatlaşmazsınız artık benimle
bu bir ricadır naçizane
kalbimde büyük bir burukluk var
dayanamam artık bu derde diyor bu gönül
gayrı incelen yerden kopacak bir can var
can ruha güvercin ol diyor
bu ayrılık artık yeter
beni yalnızlar sokağında artık bul diyor
Yunus Emre Karakaya
Kayıt Tarihi : 19.8.2019 21:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Geç Kalanlar Kitabından

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!