Trandum dört tarafı ikişer arayla yüksek tellerlekapalı
Dokuzuncu koğuşta bir ranza üstünde döşek
Birde bu yastık olmazsa soğuk gecelerin zındanında bir hayal artığı bulamazsın
Karabasanlar uyutmuyor on metre karelik uykularımda
İçeriye döşenler kafaları karınca yuvası
Gidilecek yol belkide sırat köprüsünden daha ince
Üstümüzden uçaklar geçer ve birde göçmen kuşları
Durup arkalarına bakarım avunurum bir çocuk gibi bazen uçak olurum bazen kuş ama en iyisi böcek diyorum tellerin arasından geçip özgürlüğe uçmak başka baharlara ve başka yurtlara
Bazen iki bazende üç kere avluya kapılar açılır
Volta atarım bir başıma
Dışarda elektrik çarpmışcasına titretir adamı sigara üstüne sigara yakıyorum
Gök yüzü bulutarlan kaplanıyor
Ve gökteki mavi kaybuluyor
Ağaçlardaki yaprak hışırtısı farklı bir senfoni oluşturuyor
Gözlerim çok uzakları gözler ormanın içindeki ağaçların renk solmasımda görürüm kendimi
Zaman saatlerin kadranında yalancı
Aynalar en hakikatımı anlatır
Beni benden alıp götüren aklımmı zamanımı duygularımmı yoksa bütün bu yüklerin suçlusu ayaklarımmı suçlu kim?
Kayıt Tarihi : 26.10.2022 19:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!