Yalnızım ve güçsüzüm
Rabbim ben ve acılarım
Hani hep söylerdi meymar
“Ya asık ol ya ışık”
On beşinde bir hevesin ardından
Yanmış tütmüşüm
Yürekler demirden
Vefa’nın İstanbul’da bir semt olduğu dünyada
Üç kurusa satılmak
Değer mı diyorsun gülüm değer mi?
Suyun basında tutmuşlar
Yutkunarak yasıyoruz
Helvasını yerler
İnsanlığın ve insanların
Vicdanları sızlamaz vicdansızlar
Ben askına kursun sıktım dün gece
Sevdaya mahkum olup
Ömür boyu hüküm giydim
Onsuz yasayamam
Yüreğimi yazıyorum sana
Yusuf’un kokusu geliyor uzaklardan
Bir geceye bin asır sığar
Avuç dolusu ağlamak
Ve Munzır dağı alıp götürür
Kitabını yazmak istiyorum
İmanıma dinime ben bu hayatın
Çıldırmak üzereyim delicesine
Ey Pülümür senin vadin
Ne ki sevgilinin vaadi yanında
Yavan kaçar hayatın tadı
Sevgiyle kavrulmamışsa umut ekmeği
Ve mührünü vurmamışsa alnının ortasına
Tetikçiler kursun sıkar ayaklarına
Gün olur için kan ağlar
Gün olur puthane olur yüreğin
Sarılırsın yastığa gecenin sessizliğinde
Marş marş verilen dağlar,
Torul ve Pülümür’ün konukları
Ey yüreğimin konuğu
Tahammülüm yok artık ayrılığa
Kim yardım eder ALLAH’ım
Unutamıyorum, kalbimi uyutamıyorum
Ben aşkına kursun sıktım dün gece
Sevdaya mahkum olup
Ömür boyu hüküm giydim
Onsuz yasayamam
Götürür beni olduğu yere
Duaya durdu bütün benliğim
Bu gece sırdaşımsın Munzır ırmağı
İçerimi yakan ateş
Gönlümü arındırır kötülüklerden
Tas kaynatan anneye
Odun taşıyan bacıma
Ve sevda dağına
Canların can, yüreklerin yürek
Ve iki elim kanda olsa da
“Sürgünlerin sürgün vermesi”
Değer mi değer mi gülüm
Değer mi değer
Ekim/2003/Tunceli
Kayıt Tarihi : 25.1.2005 12:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!