Ne kadar güçlü olsan da evrende
bir fil gibi, yalnız kaldın mı hiç?
Ne kadar zengin olsan da şu dünyada
her şeyini kaybedebileceğini, düşündün mü hiç?
Ne kadar çok arkadaşın olsa da çevrende
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Ne kadar çok yaşasan da bu dünyada
ecelin kapıyı çalacağını, aklına getirdin mi hiç?
Geldik gideceğiz hazırlıklı olmak gerek selam ve selametle
buda acizane bizimki
Yalnız Kalın Sana Yazık,
Han kapısı, çalınmadan,
Ecel ünün, salınmadan,
Gel namazın, kılınmadan,
Kıl namazı kıl namazı…
Şey deyip de hele mele,
Günü güne erteleme,
He deyip de öteleme,
Kıl namazı kıl namazı…
Veren alır emaneti,
Umar isen şol cenneti,
Dü cihanın ol nimeti
Kıl namazı, kıl namazı…
Bu gün yarın deme sakın,
An bu andır var mı yarın,
Alınmadan tende canın,
Kıl namazı, kıl namazı…
Mağrurlanma indir başı,
Beş yanına, ekle beşi,
Mü’minat u mümin işi,
Kıl namazı, kıl namazı…
Malı mülkü atan giden,
Uzanıp ta yatan giden,
Ağıt, tufan katan giden,
Kıl namazı, kıl namazı…
Kabre kadar, çoluk çocuk,
Geri döner, büyük küçük,
Yalnız kalın, sana yazık,
Kıl namazı, kıl namazı…
Şu dünyanın, yazı kışı,
Üttürmez ki, yiğit başı,
Ebet müddet, can yoldaşı,
Kıl namazı, kıl namazı…
Oyalanma boştan boşa,
Huşuyunan coşa coşa,
Ten-i candan taşa taşa,
Can öz canım, kıl namazı…
Bilal ÖZCAN
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta