Uzun soluklu bir dans, yalnızlık; ölüme denk düşen: Usumda bir çift kırmızı, sihirli pabuç. Oysa hiç kırmızı ayakkabılarım olmadı. (.......
...................! ?) Neleri yüzüme vurmazdı ki kırmızı ayakkabılarımın yokluğu. Hem kim bilebilirdi, kim, kırmızı ayakkabılar benim için ne demekti? Onlar nerden bilecekti, ama bilmeleri lağzımdı işte. Nasıl anlatılabilinirdi nasıl, hiç giyilmeyecek bir şeyi istemenin izzahı olmayan mantığı: Kendime anlatabilmiş miydim? Yinede neden olmasındı! ..
Olması bana ne verirdi -ki hala meçhulum: Kırmızı ayakkabıların neydi, bendeki karşılığı? Bire bir yaşama duyulan özlem! Sade, sıradan biri olma isteği! Düşünsel olgunluğun ertelenişi...! Farkındasızlık. Oluruna yaşamak mıydı?
Değil mi? ki; yalnızdaki usum, germecelerinde, çıkılmazımın tikelliğine? Vede, yalnızlığımın sarkacında, boş salıngaç, seğrine daldığım: Umuda özlem bile değilse… Farkındayım! Farkındayım; farklılığımın! ! !
* * *
Hayatım, karşılığı olmayan, yanıtsız mektuplara koşut; inadına ütopyalar üretmekte habire, düşsel tekilliğine, ki varoluşumun karşılığı yanıtsız mektuplarda gizli: Varoluşun asla yazılamayanını yazmaya çalışmak gibi.
(Bir kalem, bir kağıt bütün proplemler çözüldü mü, sanırsın? Yazmak kandırmacadır, bunu bil: Sorunsaldır, sorunları daha çerçefilli hale getirerek geleceğe aktarmak.)
Daha yeni savaştan çıkmışsam, yüreğim bir acı, bir acı daha kaldıramazsın tafralarına..
Bir bitimsiz türkü söylemek istediğim; ağıtsamalarına insanlığımın. Küfretmek, bağırmak boğazım yırtılasıya... Bilmediğim şeyler devşirmek hayattan: Bir bilinmeze gitmek, acılarımı yüreğime gömerek ağlamak sonra.
Kendiliğinden kaçamamanın ağrısı: Ağlamak bana güç veriyor. Birde bakmışsın, bambaşka biri oluveriyorum da, şaşıyorum kendime!
Beynim sancılar içinde kıvranıyor desem, az mı gelir kafamın içindeki tufanı anlatmaya? Kaybetsem kendimi, şarap içsem şafakla, histerik hıçkırıklarla sarsılsam. Aynada yolsam saçlarımı, göğüslerimi kessem. Yarsam karnımı -eski dikiş izlerinden ve atsam ne varsa suratına aynanın: Tükürsem suratıma. Yüzümü jiletlesem, kanatsam: Kanasam bariz yerlerimdem! Kanasam, kanasam ve kanasam. Tanıtsasam: Tanımasam. Mask yapsam kanla karılı hamurumdan. Maskta şiirselliğe koşut, melodramatik bir slulet. Yaksam vücudu-hayatımı: Ruhumu azadetsem.
Konuşmak, kafamdaki şeyleri netleştiriyor. Kimileyin bunu böyle düşündüğümü bilmiyordum, diyesim geliyor. (Ama yinede yazarken
olduğu gibi, konuşurkende tutuk yada marazi bir ruh hali seyredebiliyorsunuz. Bir rahatlamaysa konuşmak; yazmak boşalma: sonuçta farklıda olsa birbirlerini tamamlayan unsurlar. Burada söz konusu, birinin diğerini -içiçelik değil- bastırması. Sürecin andaki yoğunluğu yani.)
Sessiz kalmak istiyorum: Konuşmayı unutmak! Sessiz kalmak! Sessiz kalmak küsmek midir? Kime, neye karşı, neden küsmek? Kabuğuna çekilmek, uğultulu ölüm dinginliği. Son sözü kendinde saklamak. Kaybolmak sonsuza: Kendi yokluğundan bir parça aramak, bilinmezine. Durağın, statik; uzaklaşmak. Uzaklaşmak kendinden! Ya da tepeden bakmak kendine ve her şeye.. dahası şeydeki hiçliğe. Ama hayır, küsmek gibi bir lüksüm asla olmadı, olamaz; belki
kırgınlık en fazla, hepsi bu.
Düşlemim mavi spotların yansısından süzülüyor. İçimdeki loşlukla bakıyorum odama, duvarlara: Yangın yeri toprak yüzlü, sağnağa karşı zenci bir kadın gölgesi, yalın yalnızlık, yatağımın baş ucunda..... Anlamsız bir duruluk; çözümlenmeyi bekleyen saçma, yavan bir şiir: Kapalı gözleri: Rüzgara karşı ölgün bir mun aleviyle valsi -yan duvardaki pastel ve çini slulet - portreyi tamamlayan armoni.
Susku: Mutluluğu oynayan padominci alaysallığına tezat, - kukla Aqustiun- köşede sarkan, unutulası- bildik kukla hissi monoloğumda:
‘Yüreğimdeki sancı / bir ilkle başlar’ Yitirilmiş şiir.........di / Hiç deyilse özeti olmalıydı / Savruluşlarıma onulmaz yatsıyışta //Kendini kandırmak mı? / Olsun!
Ergimiş bir mum çizimi duvarda ve de ona koşut yazdığım: Ateşin Suyla Bitmeyen Dansı Varoluş. Oysa rengarenk bir afiş çaprazında,
‘Dans Ölümden Öç Almaktır’a itafen öylesine karalanmış bir kaç dize: Bitimsiz tafralarına keşiş; /Çoğul yalnızlığına inat, /Şiir yaşama meydan okuyuştur. /ve de ozan /Don Kişot’tan başka nedir ki? /Kendi içinde Gulüver olan /Merdivenin dibindeki / ‘Ilahi’ gülümseyiş..
Susku; küsmekse, yazmak neden?
Susmak dediğin nedir ki; bir oyun...................? !
* * *
Kim bilebilir ki, kim:
Bir müzisyenin tınılarını notaya dökerken ki, ruhundaki esintiyi.
Şairin acıya tumturaklı sözler savuruşundaki paradoksal debdebesini.
Ya bir heykeltıraşın özgürlüğü yontmasına ne demeli.
Yada her an usunda fırtınalar kopan, şizofren bir ressamın, yalnızca karanlığı kotarması 1mk bez derinliğine -karanlığı gecenin kör çığlığında-
sanrılı yalın.
Peki ya uyumdaki ürperti, uyumsuzluktaki tiksintiyle yanyanaysa; bir iç mimarda.
Sonra bir klograf, takıntılı mı takıntılı? Habire anlamsızlığını anlamlandırma peşinde. Neye yarar, çalkantısında ölüm saplantı. Ama farklı!
Bir de romancı var ki, kurmacasında hayatı vede tarihi yorumlar usunca. Hemde aydın; burnunun ucunu göremese, tökezlesede kendi gerçeğine...
Dahası bir grafiker, insan ruhunu boyutlandırır gözleminde, sosyolog, psikolog vs, hemde sanatçı. Hani nede, hepsinden biraz felsefesinde: Oysa yabancı benine -kendiliğini erdemmişcesine alaya alır aklınca.
Ama ne?
Bana düşense, gerçekliği seyretmek:
(Dışmda gelişene koşut,)
Hatta bir cinayeti -yok oluşumu- kendi ölümümde.
Komedya-tragedya, tek kişilik monololoğumda
Kendime atılan alaysı-histerik kahkaha
Belki bir stentap küçümsemesinde düzülen..
* * *
...........
....................
Bir şiirde nasıl anlatılır?
Hüzün yaşantının gerçeği
Süreç..... mutlu sonların toplamı
Alışkanlıklarda mekan seçebiliyormuş meğer
Kardeşimden öğrendim bunu
Kendi ağında,
Örümcek gibi
Köşede sarkan
palyaço!
Bir şiirde nasıl anlatılır?
Dertlerimi hiç olmamışçasına
Bir kenara not almışsam
Unutabilirim
unutabilirim
Unutabilirim artık
Hatırlamamacasına..
............
.........................
Yaşama atılan tiyatral bir bakış, gerçeklik: Yaşamsa ‘yaşam’, yorum farkından başka nedir ki?
Geçmişe duyulan üzünç. Geleceğe korkuyu atfeden hasretle harmanlanmış gün...
Yaşama karşı çığlık-tı, işaret fişeği!
Nurten AktaşKayıt Tarihi : 4.2.2007 01:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sn; Şiir Dostu, birer buketini takdir ve beğeninize sunmuş olduğum şiirlerimin devamını ve diğer şiirlerimi okumak ve şiirlerimin altına yazacağınız o çok değerli yorumlarınızla beni onurlandırmanız dileği ile http://www.antoloji.com/mehmet_yas adresimi ziyaret etmenizi bekliyorum.
Mehmet Yaş
Şair / Şarkı sözü yazarı
*** Deli Gönlüm
O bir dem’di, geldi, geçti,
Geldi, geçti, deli gönlüm.
Kör kurşunluk bir süreçti,
Deldi.. geçti, deli gönlüm.
Can bağımı kesiveren,
Bir ürperti hissi veren,
:::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
Mehmet Yaş - Şair/Şarkı sözü yazarı
ULU KARANLIK
Namus indirgenir ise bir zar’a,
Bence bakiresi dulu karanlık!
Düşerse ipliği eğer pazara,
Daha iflah olmaz sulu karanlık!
Kavuşmadı hiçbir gecem sabaha,
Hep bu gecelerde girdim günaha,
En zifiri geceden de çok daha,
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
*** Dava Adamı
Ümmet değil, Millet diyebilenler,
”DAVA ADAMI”dır muhterem bacım.
Aradaki farkı görebilenler,
”DAVA ADAMI”dır muhterem bacım.
Dava adamları nefsini aşar,
Her türlü çileye gönüllü koşar,
Kim mi, milyonların gönlün de yaşar?
”DAVA ADAMI”dır muhterem bacım.
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
İki Yetim
(Yanlış Hesap)
Seninle hesabım bitmedi daha,
Bilanço mahşere kalacak sanma.
Şimdilik havale ettim ALLAH'a,
Ellerim yakanı salacak sanma.
Bütün dallarını kırmış olsan da,
Gövdesine balta vurmuş olsan da,
Köklerini biraz burmuş olsan da,
Ümit goncaları solacak sanma.
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
SEZİLMEDİ BİR TANEM
Yıllarca sürdü de bu gizli sevda,
Duyulmadı, sezilmedi bir tanem.
Yetmedi binlerce veda, elveda,
Zerre kadar çözülmedi bir tanem.
Aşikar olsa da bütün eşkalin,
Ufuk çizgisini aşar hayalin..
Hiçbir ressam fırçasında cemalin,
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
VESİLE
Rızkı veren Allah’tır,
Kullar vesile olur.
Kısmet hakkı mûbahtır,
Eller vesile olur.
Varsa aksini öner,
Bu sırra ermek hüner,
Çiçek meyveye döner,
Dallar vesile olur.
Bu manzara aşiyan,
Görmez mi ki, yaşayan,
Taşıtana, taşıyan,
Sallar vesile olur.
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
BU SEVDA
Deli gönlüm acılara alışık,
Bana ne sualler sordu bu sevda.
Bazen gözlerimde yanan bir ışık,
Bazen yüreğimde kordu bu sevda.
Gönül yokluğuna boyun bükerken,
Derdini solmuş bir resme dökerken
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
***Yaz Gününde
Bir de sen yakma bağrımı,
Yağmurların az gününde.
Gel duyuver şu çağrımı,
Sevenlerin naz gününde
Bu kalbimde senin yerin,
Okyanustan daha derin,
Everest’ten daha serin,
Esiver şu yaz gününde.
Bir gün bu sular durulur,
Dağlardan hesap sorulur..
Sitem etme hiç …………
. :::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
*****Geliyorum Bu Akşam
Vefasızım yine senin aşkınla,
Kederimden ölüyorum bu akşam.
Başın dertte velhasıl bu şaşkınla,
Yine sana geliyorum bu akşam.
Her sözün bir neşter vurur yarama,
Boş yere bir başka suçlu arama..
Ağlanacak hallerimde var ama,
Bunlara da gülüyorum bu akşam.
Her gün senin için hayal kurdumsa,
Yerli, yersiz sitem ………………….
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
KÖŞE DÖNENLER
Vergiden verginin tahsili için,
Milletin cebini gişe gördüler.
K.D.V.’nin nakit mahsûlü için,
Çorabı makbuza, fişe ördüler.
Kimi Kastelli’dir, kimisi Uzan;
Kimi ekonomist(!) kimi partizan,
Ne vicdanları var, ne ahlak, izan,
Milli hamleleri düşe gömdüler.
Bankalardan kasa’ları çaldılar;
Adaletten Yasa’ları çaldılar;
Koltukları, masaları çaldılar;
Vurgunları dörde, beşe böldüler.
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
MİLLET KAZANSIN
Dünya gurur duysun Anadolu’yla,
Ankara’sı, Kars’ı, İstanbul’uyla..
Kara, Deniz, Tren, Hava yolu’yla,
İl’lerimiz birbirine uzansın;
Memleket kazansın, Millet kazansın!
Ağlanırsa bir ecele ağlansın,
Artık yaraların üstü dağlansın..
Ülkemizde milli birlik sağlansın,
Ellerimiz birbirine uzansın;
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
KARDEŞ ÇAĞRISI
Üstümüzde bir felaket,
Ne bed kaldı, ne bereket..
Bölünmesin bu Memleket,
Bizimdir bu Yurt kardeşim;
Türk kardeşim, Kürt kardeşim!
Kül etmeden bizi bu talk,
GÜNEYDOĞU ayağa kalk!
Bin senedir kardeş bu halk
Bölünmez bu Yurt kardeşim;
Türk kardeşim, Kürt kardeşim!
Türlü oyun oynanıyor,
Ülke kana bulanıyor,
Bir çok plan sınanıyor,
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
SENİ BEKLEMEK VAR YA
Yıllar, geçiyor acı, tatlı bir çok anıyla,
Gönül çocuk kalıyor daima bir yanıyla..
Ben hâlâ ilk öpüşün o, ilk heyecanıyla,
Tıpkı bir çocuk gibi onüç, ondört yaşında;
Seni beklemek var ya.. bir telefon başında.
Çıkmıyorsun aklımdan çıkmıyorsun bir türlü,
Gerçekler, hayallerden daha çok tevatür’lü..
Korkarım kaderimiz gözlerinle mühürlü,
Ne vardı bilmiyorum…………………………………..
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
LAZIM
OLANLAR
Biz de kutsaldır töre,
Sırrına ermek lazım.
Hakka, hukuka göre,
çözüm önermek lazım.
Mümkünse mekanında,
Varsa bir imkanında,
Her sorunu anında,
Hemen gidermek lazım
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
BEN ASKERİM
(Anneme Mektup)
Anne bu itler kudurmuş,,
Üç beş hain pusu kurmuş,
Duydum ki, meydan okurmuş!
Dağlar beni çeker anne;
Ben askerim, asker anne!
Dağlar, dağın Kurdu için!
Çakallar kim? Ordu için!
Her Türk genci Yurdu için;
Al kanını döker Anne;
Ben askerim, asker anne!
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
NASİP ET MEVLAM
İlahi ilmini fani bağ’ından,
Biçmeği her kula nasip et Mevlâ’m.
Kâbe yollarından, Hîra dağından,
Geçmeği her kula nasip et Mevla’m.
Uzak tut kalpleri küfrün şerrinden,
Sakın aldanmasın gözler sihrinden,
Zemzem kuyusundan,Kevser nehrinden,
İçmeği her kula nasip et Mevla’m.
Tamah eyleyip de dünya çulunu,
Yanılırsa af et aciz kulunu..
Saadet, hakikât………………….
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayın, Şiir Dostu; Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
[email protected]
Mehmet Yaş
BİNGÖL ÇOBANLARINA
( Benden de Selam Olsun)
Benden de selam olsun Bingöl Çobanlarına,
Dağları terk etmeyin elin yabanlarına..
Bu dağlar ki, Yurdumun kalesi o Bölge de,
Sakın o ihtişamı bırakmayın gölgede!
O vahşi kayalarda çağlayan dereleri,
Ceddimizden emanet o kutsal yöreleri,
Asla! peşkeş çekmeyin elin yabanlarına!
Okuma yazma yokmuş, dert ama.. dert etmeyin;
Yeter ki o dağ gibi yüreği kaybetmeyin..
Yıllar nasılsa geçer, ömür nasılsa biter,
…………………………………..
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sitemi ziyaretinizi ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum
[email protected]
Mehmet Yaş
HOCAM
Ömrüm bu yollarda tükendi gitti,
Talebenin yolu bitmez mi hocam?
Yaşım on beş idi yirmi beş bitti,
Müzelik olduk be yetmez mi hocam?
Bir Lise de geçti sayısız yıllar,
Ağardı başımda simsiyah kıllar,
Kopya müptelası sivri akıllar;
Kör şeytan çek diye dürtmez mi hocam?
Sıfır’lar ordusu sipere yatmış,
Bir, iki bağrıma ok gibi batmış,
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Sn; Şiir Dostu, http://www.antoloji.com/mehmet_yas adresimi ziyaret ederek bu şiirimin devamını okumanızı ve şiirimin altına yorumlarınızı yazarak beni onurlandırmanızı bekliyorum. Mehmet YAŞ
KAHRIN MÜJDESİ
Veda üstüne veda,
Ne haldeyim gör beni.
Bitti artık bu sevda,
Ne ara, ne sor beni
Kapılmışım bir düşe,
Bir yalancı gülüşe..
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
[email protected]
Mehmet Yaş
Şair / Şarkı sözü yazarı
Tlf. Ev: 0 368 261 85 84
Gsm : 0 541 261 85 84
BEN ASKERİM
(Anneme Mektup)
Anne bu itler kudurmuş,,
Üç beş hain pusu kurmuş,
Duydum ki, meydan okurmuş!
Dağlar beni çeker anne;
Ben askerim, asker anne!
Dağlar, dağın Kurdu için!
Çakallar kim? Ordu için!
Her Türk genci Yurdu için;
Al kanını döker Anne;
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
[email protected]
Mehmet Yaş
Şair / Şarkı sözü yazarı
Tlf. Ev: 0 368 261 85 84
Gsm : 0 541 261 85 84
KİRLİ DÜNYA
Bak ekine, yonca’sına,
Otlak, dere.. göl kirlenmiş!
Bülbül konmaz goncasına,
Dal ucunda gül kirlenmiş!
Günbegün artar kirlilik,
Sesler cılız, renkler silik,
Göz, beyin, kan, damar, ilik,
…………………………………..
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
[email protected]
Mehmet Yaş
Şair / Şarkı sözü yazarı
Tlf. Ev: 0 368 261 85 84
Gsm : 0 541 261 85 84
HECEDEN ÖNCE
İlhamınla sarılırken kaleme,
Sen varsın, hece’den önce gönlümde.
Duygularım belenirken elem’e,
Sen varsın, ince’den ince gönlümde.
Göz kırparken ışıkları şehir’in,
Yüreğime aktığı an zehir’in,
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
[email protected]
Mehmet Yaş
Şair / Şarkı sözü yazarı
Tlf. Ev: 0 368 261 85 84
Gsm : 0 541 261 85 84
emeğe selamınıza bin selam.
TÜM YORUMLAR (10)