Yalnızlığa terk edilmiş bir evdeyim,
Duvarda tablolar muhtemelen eski zamanlardan kalmış resimler,
Hüzünle tebessüm edilmiş fotoğraflar yerlerde,
Sanki bugünün acısını biliyormuş gibi tebessüm edilmiş
Hüznün arkasına sığınılarak
Perdeler duvar gibi, tamamen kapalı, ışıktan kaçıyor
Kül tablaları görevini yapmış ağzına kadar izmarit dolu
Boş içki şişeleri yerlerde sanki onlar sarhoş olmuş gibi dağınık,
Sanki onlar yaşamış gibi yıkık, devrik yere serilmişler
Belikli defalarca okunmuş mektuplar masanın üstünde birbirine girmiş
Hepsine aynı el yazısı ile yazılmış, belki aynı ağızdan okunmuş
Hiç yatılmamış gibi salona inat düzenli karyola üstünde bir tuvalet,
Sanki özel bir misafiri bekliyormuş da gelmemiş gibi,
Bırakmış kendini öylece yatağın üstüne.
Bomboş bir buzdolabı, evin yalnızlığına ortak olmaya çalışır gibi.
Işıkların hepsi yanıyor, belki beklenen gelir de evde yok sanmasın diye.
Oysa neler yaşanmıştır bu evde işte o masa …
Kaç dost davetine eşlik etti, kaç romantik yemeğin taşıyıcısıydı.
Haberleri sunan şu anlamsız bakışlı spikerin olduğu televizyon,
Kaç kez o televizyonda sinema günleri düzenlendi kim bilir?
Sarmaş dolaş filmler izlenirken uykuya inat sonu getirildi filmin.
Savaş alanına dönen ama sonunda iyi bir yemek çıkarmanın sevinciyle
Kaç kere o mutfakta beraber şakalaşıp sürpriz yemekler hazırlandı.
O yatak kaç kere sevgiliye ninniyi dinledi, kaç kere aşka sevgiye şahitlik etti?
O perdeler belki hiç kapanmamıştı, o kapı yalnızlığa hiç açılmamıştı.
Yerdeki fotoğraflar!
Bugün için çekinilmemişti belki, gerçekten mutluluğu yansıtmaktı amaç
Belki bu ev yalnızlığa kapılarını hiç açmamıştı.
Belki bu yalnızlığı hiç hak etmemişti.
Yalnızlığa terk edilmiş bir evdeyim…
Duvarlar hüzün, perdeler ağlamaklı,
Odalar isyan ediyor, eşyalar çığlık atıyor.
Yalnızlığa terk edilmiş bir evdeyim
Oyna ne mutluydum o evde……………..
Cihan ÖzelKayıt Tarihi : 27.8.2011 01:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!