Yalınayak İsyanda Maveraya Düello Şiiri ...

Birileri ben gibi şiiri eleştirir, birileri de şiiri eleştirenleri. Şiir uçacak, denizleri aşacak, semalarda gezecek de önce bi hakkıyla yürüyebilsin... Sonra selametle gider. Allah yolunu açık etsin...

derdimiz sadece dilimin hakkını iade etmektir..uzunca zahmetli bir yoldur..ve..gerisi anlayana gelsin sevgilerimi takdim ettim..eğlenmenize bakın şiir şairlerin işidir.

şiirin gücüne inanmak bir edebi yemin diyerek başladık bu işe..ve öylede olacak yeminimiz büyüktür..

Şiirimiz artık emekleme devrinden çıkacak ve hakettiği mindere buyur edilecektir...dilimin zenginliğini cümle alem bilmelidir..yoksa hakka hukuka sığmaz..şairin erkeği kadını olmaz demiştim..hala öyle demekteyim..hazmediniz..beyler..başka yolu yok..artık bi dinleniverin gari..hadi yavaş yavaş..soluklanın bakem..hadi

Anlaşıldı bu gece işimiz varrrr...şiirin ayakları yere basmaz..basarsa ne olur...yürür o kadar ne kadar yol alır..nefesi ne zaman kesilir..vsss..falan uçacak şiir kanatlanacak..engin denizler aşacak..sonra..yüzecek kulaç atacak dalacakkkk...artık yepyeni bir dönemin kapılarını açıyoruz..herkez emniyet kemerlerini taksın...hazı mısınız..tüh..hala yürüyo musunuz gari..gördün mü napcez..tüh! ? ? ?

Bu “cenin” tartışmasından beni hariç tutmanızı özellikle rica ediyorum. İtirazım sözcüğün kullanılmasına değildi. Son dizeden önce şiirin bitmiş olduğunu hissetmiştim. Bende böyle bir izlenim bırakmıştı çünkü.

Dilimizde ve sözlüklerimizde bulunan her sözcük – cinsel çağrışımları olanlar da dâhil olmak üzere - şiirde de pekâlâ kullanılabilir görüşündeyim. (Antoloji yönetiminin aşırı uçlarda olan şiirleri ve şairleri pasiflediğini elbette biliyoruz. Ama bu benim değil yönetimin sorunudur ki, yukarıdaki çalışmada kesinlikle böyle bir durum yok.) Kaldı ki, “cenin”i antolojide kayıtlı çok sayıda şiirde ve ayrıca ilk kitabımda kendim de kullandım.

Ayrıca, Arapça kökenli ve Türkçe karşılığı “dölüt” olan, hayata dair bu sözcüğün mide bulandırıcı bir sözcük olduğunu da hiç düşünmüyorum. Böyle düşünmüş olsaydım eğer, k. İskender’in bazı şiirlerini okuyamazdım örneğin. Ama tabii bu benim kişisel görüşümdür...

Yıllardır genç şairlerle çalışırım. Onların ne kadar kırılgan ve şiire küsmeye meyyal olduklarını iyi bilirim. Dolayısıyla eleştiriye – hele hele alaycı yaklaşımlara - biz yaştakiler kadar dayanıklı değildirler. Sanırım meramımı iyi anlatamadım. Azarlayıcı tavırlar yerine, yumuşak yaklaşıldığı takdirde gençler mutlaka hatalarını düzeltip yeni arayışlara girecek ve karşımıza daha nitelikli çalışmalarla çıkacaklardır. Onları hafife almayalım diyorum ben. Beğenmeyebiliriz de, eleştirebiliriz de; ancak bize düşen görev yol gösterici ve yapıcı olmaktır diye düşünüyorum.

Dikkat ettiyseniz eğer, şairi tebrik etmedim. Ama şiire yeterli emeği verdiği zaman, tebrik edilecek şiirler yazacağından eminim. Yeşim Deren’in şiirlerinde, bir söyleşide sarf ettiği cümlelerde, açıkladığı fikirlerde dolaştım biraz. Yaşının genç olduğunu ve şiir geçmişinin oldukça kısa bir süreyi kapsadığını fark ettim. Demek ki, önünde epeyce uzun bir yol var.

Kendi adıma, bu yolculuğu en iyi biçimde değerlendireceğini umuyorum.

Şiirdir ayakları üzerinde duracak veya duramayacak olan.
Herkese ayağı yere sağlam basan şiirler diliyorum.

Ali Oguz Iyidiker'e katilarak ilave ediyorum :

kurulu elstirmedigimiz gibi ,saireyi veya sairi de elstirmiyoruz ...bir defaya mahsus bir siir hakkinda dusunduklerimizdir...kendilerine saygilar ve sevgiler :))

sonra editörler işlerini yapsın yahu...nokta..virgül..büyük küçük..bırakın şairler şiir yazsın..yorum heveslileride yorum yapıvesin gari...ne yapceniz başka anlayana anladığı kadar deyiverelimde gidivesin

İlk yorumumu yazarken de gayem ukalalık değildi şimdi de... Özgürlük tek taraflı olmaz. Şaire her türlü özgürlüğü tanıyan, aynı hürriyeti eleştirmene de tanıyacak ki savunduğu değerlerle çelişmesin. Eleştirilerin yapıcı olması kabilinden bir yorumu, değil sadece şiir, hiçbir mevzuda kabul etmiyorum. Şair şiirini yazarken bir dünya kurgular ve bir bina meydana getirir. Sonra inşa ettiği binayı bizlerin beğenisine sunar. Yani topluma.. Sonra ben o binanın kusurlarını algım ölçüsünde söylerim ki siz buna yıkıcı eleştiri diyorsunuz. Benim yapıcı olmak gibi bir gayem olsa ne olur olmasa ne? Şair yazmış, seçici kurul önümüze koymuş. Dikkat edilirse eleştirdiğim bir şiiri günün şiiri seçen kurula bir şey demiyorum. Neden? Çünkü bu şiiri günün şiiri seçmek de onların hürriyeti. Toplumun olanca ' yıkıcı eleştirisine' direnen ve ayakta durabilen şiir hak ettiği yeri bulacaktır ve şairesi de yazdığı şiirlerle topluma mal olacaktır. Dolayısıyla kaygıya gerek yok. Eleştirinin hiç bir şeklinden çekinmeyin. Bakın eleştirilerimiz sayesinde kaç kişi bu şiire ilgi duydu ve kaç tane yorum yapıldı. Şiir direniyor... (Yorum yapanlara şiirin 'ş' sinden anlamıyor demek, şiirin 'ş' sinden anladığını iddia etmektir ki bu cümleye sadece gülerim.) Daha söylenecek o kadar çok şey var ki... Neyse saygılarımla...

Kimsenin elinden yorum hakkı alınmaz...alınamaz...amma velakin...şiir ciddi bir mevzudur...(youmu) ! ! ! ? ? ? bir kemana benzetelim hadi...akortsuz...bir beste nasıl icra edilir..edilirse nasıl dinlenir...dinlenirde kim dinler...dinleyicisi olurda kim anlar? Yorumcu olmanız için yutmuş ve hatta hazmetmiş olmanız gerekir...yanlış yakılan bir ışık...yanlış yöne verilirse...gemiler kaybolur...veee batar..gerisi malum...herkeZ...BİLDİĞİ CAMDAN GÖREBİLİR DÜNYAYI DİYELİM...GÖRÜRSÜNDE NE GÖRÜRSÜN..(HAA BURDA DURALIM...) CAMINIZ KÜÇÜKSE..CAMINIZ TOZLUYSA..HELEKİ..camınız karatıldıysa..perdelerle...malumBEYLERRRRR...artık duracaksınız...zaman ve devran değişecek vee çok şeyler öğreneceğizzz..Hepimiz...şiirde saygısızlık ve aşağilamayı kimse bana kabul ettiremez..ceninden midesi bulananlar bir zamanlar cenindi...uzatmıcam..işim var..by