Sanki hüzünlü bir akşamın
son perdesi gibiydi,
yalılar…
Bir sonbahar akşamının,
buruk anılarıydı,
yalılar…
Yalılar….
Köhnemiş tarihin,
Beş yüz yıllık yorgun savaşçısı,
yalılar.
Yalılar…
Daha dün gibi hatırlarım.
Taş kaldırımlarında,
ömrümün geçtiği,
heybetli yalılar.
Sen asırlık bir çınar oldun,
ben ise yaşlı ve yorgun bir ihtiyar.
Koskoca bir ömür geçirdim.
yapayalnız.
Yalnız sen ve ben,
yalılar…
Yalılar da doğdum,
Bir sonbahar akşamı,
baba yadigarı bu yalı da;
o, köhnemiş, virane,yıkık dökük,
parçaların arasında,
son günlerimi yaşamak isterim.
Haşmetli yalılar.
Bir tarihin esintisi,
yalılar.
Bir tarihin sessiz bir tanığı,
yalılar.
Yalılar anlatılmazdı,
anlatılamaz,
Onlar yaşanırdı.
Kayıt Tarihi : 12.4.2010 21:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!