YALDIZLI SÜKÛT
kirli ellerin değmediği kanaatte beyaz sayfalara yaz cancağızım
hatırlasana, çiçeklerin nabzı atardı ellerimizde, baharda
yüreğimizin gölgesine saklanan titrek şamdanlar gibiydik
duvara yansıyan görüntümüzden öyküler çıkarırdık
birlikte yürürdük çocukluk düşlerimizde
süresiz masallarda birer portre olur, gülümserdik birbirimize
ibrişimler bağlar dallara renk armonisinde sarhoş düşerdik
sözcüklerde sek sek oynamayı beş taşa tercih edip vazgeçerdik tümceden
kuytu kahkahalarımızla oradan buradan laflardık
en doyumsuz âna, nan/dık
yansımaların kurşunî yalan olduğu günleri de yazmalı cancağızım
anlasana, şizofrenik bir şehir kayardı ayaklarımızın altında
ağlamaların gülüşlere karıştığı dengesizlikte umudun türküsüydük
paranoyak havalarda bulutlar sokulurdu tan kızılı içimize
alnımızın siperliğine yağardı sonra sepken yağmurlar
kurumuş göllerin balçığı oluyorduk farkına varmadan
bütün kirlenmişleri temize çeker, atardık alacakaranlıkta körfeze
kavislere bölünürdü yollar, hırçın köpükler çarpardı perdelerimize
tuvalde resim, resimde hüzündük, güne dökülürdük nakaratlarla
bir duman kaçardı genzimizden içeri, sarılıp ağlaşırdık
alansız yalana kan/dık
masumiyet yaldızlı bir sükûttur cancağızım ay karanlık gecede
dokunsana, dağlanan yüreğime şiir bastım derde deva
en mahrem korkuları yetiştirdim nazlı göğsümde
mırıltılarla okşadığım sevdanın saçlarına altın tozları serptim
gümüşi yalnızlığın zemherisinde yorgun ağa gömüldüm
ipek kervanlar geçirdim setlerimden, vahalara ermeden döküldü yüküm
fırtınalarda rotasız dümen çevirdim bildiğimi sandığım yollarda
ağırlığımdı atlarken dipsiz kuyulara lekeli anıları koyduğum sandık
vedasız sevdaya yan/dık
bütün ütopyaları es geç şimdi, ışıklı ülkelere dönmeli yüzümüzü
kristal bir vitraydan izlemeli yaşamın katlanılır prizmatik yanını
gökyüzünün kanatlarına tutunan karizmatik gülücükler olmalı
inadına esmer bir özlemdi yüreğimizdeki
bilirsin, her aşk işkence
iklimi ölümlere çıkan bir ülkede
biz a/şkenceye vurgunduk
taş duvarlara sakla
bir gün yüreğinde bulamazsan beni…
RENGİN ALACAATLI
Rengin AlacaatlıKayıt Tarihi : 10.4.2008 10:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Cancağızım, atarak bütün zam/anların paslı kelepçelerini ayırma şiirlerimden ilmeksiz gözlerini...
dokunsana, dağlanan yüreğime şiir bastım derde deva
en mahrem korkuları yetiştirdim nazlı göğsümde
mırıltılarla okşadığım sevdanın saçlarına altın tozları serptim
gümüşi yalnızlığın zemherisinde yorgun ağa gömüldüm
ipek kervanlar geçirdim setlerimden, vahalara ermeden döküldü yüküm
fırtınalarda rotasız dümen çevirdim bildiğimi sandığım yollarda
ağırlığımdı atlarken dipsiz kuyulara lekeli anıları koyduğum sandık
vedasız sevdaya yan/dık
******
Kutluyorum canım ..
yine bahçendeyim ..
okumuşum daha öncede gelmişim sayfana ama olsun işte iyi de oluyor ..Bir kez daha okuyabilmek ..
Böyle bir daha gelmek aynı çiçekten bir dem alıp gitmek
sevdiğin ağaçlara sarılmak gibi sevdiğin çiçekleri koklamak gibi
Güllere bakmak,elimle tutmak gibi .. dikenleri elime batsa da umrum olmuyor ..
yeter ki yürekten olsun ..Müzik zaten beni eski Türk filimlerine götürdü siyah beyazlar var ya ve orda yaşanan masum aşklar ..
nedense hep inanırdım hepde ordaki gibi kalsın isterdim ..yine istiyorum . neyse..
Teşekkürler canım ..
Geziyorum işte pazar günü gezisi şiir bahçeleri .:)
iyi geliyor yüreğime gıda alıyorum her bir kelimeden ..
yüreğimi besliyorum .
Sevgilerimle ..
Hep yaz emi yazmaktan asla vazgeçme
Ha burarada yazamasam da arada sayfana uğruyorum okuyorum ..bazen yazamak gelmiyor içimden öylesine gezinti sadece okumak için ve işe yarıyor .. ama yorum şu yapamıyorum dinlence gibi oluyor .
kristal bir vitraydan izlemeli yaşamın katlanılır prizmatik yanını
gökyüzünün kanatlarına tutunan karizmatik gülücükler olmalı
inadına esmer bir özlemdi yüreğimizdeki
bilirsin, her aşk işkence
iklimi ölümlere çıkan bir ülkede
biz a/şkenceye vurgunduk
taş duvarlara sakla
bir gün yüreğinde bulamazsan beni…
kutluyorum
namık cem
Gün orasına, bir şiir düştü; gün gibi değil, hayatsı belki. Aşk, özlem,düş, idea, kırılganlıklar, yalnızlıklar, hayatın rutini ve dipdiri bir duruş şiiri.
Usta işi olduğu belli rüzgarından. İmgeler iğneyle yerleştirilmiş yerli yerine. betimlemeler pastoral bir tablo inceliğinde.
Tek konu değil yaşam anlatılmış, tek sevgili değil insan anlatılmış.
Tek eleştirim var şiire dair; o da dizelerin uzunluğu ve yoğun bir okuma gerektirmesi.Şair diyor ki; kolay değil şiir okumak ve yorumlamak. Önce şiirliği anlayın, sonra şiirimi.
Kutluyorum yürekten.
Şiir,yine her zamanki gibi çok güzel de,onca tatlı
'di' li geçmiş dizeden sonra,finaldeki
'taş duvarlara sakla
bir gün yüreğinde bulamazsan beni… '
sözleri,okurken gözümü acıttı inanın ki....
Neden diyemem,zaten o dizeler olmasa,neden anlatasınız ki,o 'di'li geçmişleri ?..
Kutlarım efendim bu çok güzel şiiri ve bir kez daha inandım ki,şairi şair yapan,yaşanmışlıklardan biriktirebildikleridir.
Saygılarımla,
Ünal Beşkese
TÜM YORUMLAR (52)