bir zamanlar zaman yoktu
ve amansız boşlukta sadece o vardı
elini hışımla kaldırdı ve şöyle dedi:
'her insan yarım bir tanrıdır...........'
ve yırtıldı gök,
tanrı korkudan bulutların arkasına saklandı
Bir ses dolanır ayaklarına kadının,
teri yere dökülür öyle sıcak.
Ve elleri üşürken yokluğunda adamın,
sesi kaybolur gider.
İstediğidir aslında bulduğu
ama anlamaz yazık...
dakikalar varırken durağa akşamüstü,
kadın yürümeye devam ediyordu.
son vasıta da korkularını ezerek geçti yanından.
ve kolları, boşlukta asılı kalmış rüyalar gibi,
iki yana sallandı.
kadın artık biliyordu,
nehirlerin tanrılara aktığı bir gece
sevdi adam kadını...
ellerini suratında kavuşturup,
silkindi asalet gölgelerinden...
bronzdan kalbini taşıyıp bir sunağa
kurban etti kadına...
her sinir harbi sonrası,
kayıp bir zihin
ve his dalgası..
her biri,
bir öncekinin kopyası.
alıp başını gitmek ister adam
Teraziler boşalıyor,
Her gün yeniden...
Adalet kendini tutuklattırıyor
Ve eski zamanların şairleri,
Yeni dizeler yazıyor,
ÖLÜLER İÇİN...........
Nefes alabilecek kadar yukarı sıçradı,
Yeraltından gelen ten...
Tırnaklarını geçirerek bir yılanın sırtına,
Doğruldu...
Ve son kez bakarken bir perinin boynuna,
Geldi zalim tanrıların oyununa.
Gelmez ki elinden yokun yoksulun,
bir adım öteye köşk kurmak...
ne bir bakır tel dolanır eline,
ne de bir kadının eteği...
varsa yoksa yüzyılların gerçeği:
YALNIZLIK!
bir eli, her canı yandığında,
ellerime geliyor kadının.
ve sıcak ekmek kokuyor bakışları...
sesi yeni düşler döküyor uykularıma,
hiç durmadan...
yorulmuyor kadın ağlarken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!