Yalancı Yaprağın Yeşil Tebessümü

Görkem Buğra Kızılkaya
116

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Yalancı Yaprağın Yeşil Tebessümü

Sonbahar yaprağının yeşil gizemi,
İçinde saklama gösterişini,
Aklımdan ziyade aklını kullanmak isterim,
Akılsızlığımı gözlerinle kapatıp
Tüm kaldırımları akılsızlığımla doldurmak isterim.
Sürünsün gitsin yapraklar,
Sararmış hayatın sarı kelebekleri,
Güz kelebekleri, bir yılan misali onlar,
Sürünüp giderken hayattan
Sen hâlâ yerinde yemyeşilsin,
Kendi gözlerindesin.
Ağlamayan yapraklara hasret kalmış gönüller,
Onlara öyle bir cevap ver ki,
Unutsunlar,
Ağlamayı atsınlar hayal âleminin çöp kutularına.
Leş gibi yalnızlık kokar, bilirim.
Ağlatmayı bilmeyen yürek gerçekten sever,
Kendisi dahi ağlamaz karşıdakini üzmemek için.
İyi günde kötü günde yoktur,
Onlar için her gün ayrı bir mutluluktur,
Sevgi her haltla başa çıkar işte.
İşteş hâldeki güven ikimize de yarar,
Yalnızlığın kökü kurusun,
Yalın kalmasın her aşkın sonu,
Karşılıklı bitsin ömürlerimiz,
Birbirimiz için.
Geceye sarılıp uyumayalım gündüzlere,
Gündüzleri geceye koyup gözlerimizde uyutmayalım.
Gözlerim açık gidecek sanırım,
Öyle bir yorgunluk var ki dudaklarımda,
Adını solumaktan bıkmadı usanmadı ciğerlerim,
Nefes aldım ama seni geri vermedim,
Tuttum içimde,
Kendi içimde boğuldum belki,
Seni hayallerimle boğdum.
Seni nasıl mı seviyorum?
Kelimelerle ifade edebilirim,
Dünya ile ifade edebilirim,
Seninle ifade edebilirim,
Ama kendimi senlilikten edemem.
Seni AŞK sıfatıyla seviyorum,
Önüme çıkan ilk ad seninki,
Aşk sisteminin GİZEMi hâlâ sende,
Üçüncü gözbebeğimde hayat var,
Senin gözlerinde.
Belki şimdi bile uyuyoruz,
Uyudukça büyütüyoruz özlemimizi,
İçimizde saklıyoruz sevgimizi,
Birbirimizi.
Hangi takvim yaprağındasın?
Hangi ay seni sevdiğim kadar uzun?
Seni hangi güne sığdırabilirim?
Seni kaç yıl daha beklerim?
kaç ömür seni özleyebilirim?
İçilen su karamsar olunca
İnsanın kömürleşmesi fazla olağan.
Kendini bir sıra geriye koyunca
Elmas olacağını nerden bilebilir ki insan?
Hep gözlerimin önündesin
Ve benden daha değerli değilsin,
Sen kendini yaşıyorsun içinde,
Ben ise seni.
Zamanı bırakma,
Zamana bırak.
Saniyeler kendi içinde asırları yaşasın,
Yıllar takvim parçasıyla kaybolmasın,
Zaman gözümüzün önünde işte,
Saniyeleri sayacak zamanımız yok.
Kavuşmayı bekleyecek zamanımız yok.
Aşk tesadüfleri zaten sevdi,
Tesadüfen aşık oldum,
Her şey bir tesadüften ibaretti,
Gidişin de tesadüf mü olacak?
Kazara dünyaya gelmişiz zaten,
Şimdi şaşkınlıkla hayatı izliyoruz.
İzleşiyoruz aslında hayatla.
Yakında kadere de tesadüf derler,
Şaşırırız,
Şaşkınlığın adını bile tesadüf koyarlar.
Nasıl bir tesadüfsün?
Bile bile hayatıma girdiğin hâlde
Hala öyle misin?
Bırak bu işleri.
Hayat de geç,
Kader de geç,
Ama sadece ağzın çalışsın.
Düşün içinde kendini ve kendimi.
Umudun düşleri umutsuzluğun uçurumuna varmış,
Düşe kalka düşmeye gidişler saçma.
Saçma sapan oyunlar oynuyoruz apaçık gizde,
Çünkü ikimiz de hâlâ çocuğuz kendi içimizde.
Sen benim çocukluk aşkımsın,
Daha doğmadı gözbebeklerin gözlerime ama
Görünmez kaza işte.
Aşık oldum güneşine.
Alacakaranlık sevdanın rengi,
Küllenmiş yangın yerleri ile dolu enkazlarımız,
Birbirimizi görebilme çalışmaları yapıyoruz,
Hayatta yazmaktan ve okumaktan başka
Bir şey yapamıyoruz,
Yapamıyorum.
Kulak tırmalayan kalp atışları,
Bizi sevmeyen bir aşk,
Hayatı ihtimallerle yaşıyoruz,
Zamanla beni sevebilecek misin?
İçinde fazla GİZEMlisin,
Adın saklı bir yerlerde ama
İfade zenginliğim iflas etti,
Seni anlatamıyorum.
Yatağım hastaysa sorunlu ben miyim?
Körle yatan şaşı kalkar,
Hayalinle yattım ve ertesi sabah
Sana bir kere daha aşık oldum,
Sanki başka işim gücüm yok sabah sabah.
Sıcak bir uykusuzluk yudumluyorum,
Gözlerimin acısını gözyaşlarıma sürüp
Kendi kendimi yiyorum.
Söyle nasıl bir aydınlıksın?
Aşk ötesi ışınların çoktan kalbime girdi.
Sağa dönsem sen sola dönsem sensizlik,
Yarım bırakmalar anlamdaş seninle,
Ümitler kara bağlamış yosunların altında,
yeşil tutmuş gözbebeklerini,
kaplamış karamsar ümitleri.
Hayata tek gözle bakmak,
Sarhoş ayıklığı yalnızlık halleri,
Karşıma duran duvarlardan hangisi sensin?
Hangi şiirde bıraktın gölgeni?
Ben neden güneşsiz bir ortamda seni yazıyorum,
Hayatım oldun artık,
İşim bu,
Yazı – yorum.
Yorumsuz kaldım aşk alfabesinde,
Gözle başlar hüsranla biter,
Sekizinci harfi sen,
Öyle bir alfabe ki her harfte izlerin var.
Söyle o zaman yalnızın prensesi,
Ayrılık kaç harfli?
Bak yine aynı hece,
İki ünsüz yan yana,
Kişilik bölünmelerine kurban gidiyorum,
Adımın ilk harfi sen,
Ne zaman Aşk desem her zaman baştasın,
Önce sen sonra ben.
Özlemi heceliyorum,
Özlemle geceliyorum,
Özlemle ecele gidiyorum belki,
Hevesimin takılı kalacağı bir kursak bile bırakmadın,
Hayallerimle alıp veremediğin ne?
Kendi yerimde olsam sana binlerce kez aşık olurdum,
Etten tırnağa senim,
Kendime aşık olmayı beceremiyorum,
Duygularına hükmedemiyorum.
Hüküm giydi bir yalnızlık daha bu gece,
Bir yıldız daha hakimlik yaptı gökyüzüne,
Alacakaranlıkla gelen ümit,
Yerini gerçekliğe bıraktı.
Aşık olduğuma dair tek görgü tanığımsın,
Bir aşka şahit olur musun?
Sabah balosuna tüm aşıklar davetli,
Gönlüm seni giyindi ve yalnız başına baloya gitti.

Görkem Buğra Kızılkaya
Kayıt Tarihi : 2.10.2011 18:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Görkem Buğra Kızılkaya