Yalancı Misafir Şiiri - Muhittin Laçin

YALANCİ MİSAFİR- 1974

Akşamüstü karanlık kapı çalındı birden
Annem dedi bak oğul hele kimdi o gelen
Açtım kapıyı baktım uzun boylu bir adam
Bıyıkları buz tutmuş sakalı beyaz kardan

Dedi oğul yolcuyum baban evde mi senin
Elim ayağım dondu karnim acıktı benim
Bağırdım baba dedim kapıda bir adam var
Sakalı ta göğsünde herhâlde ki ihtiyar

Babam geldi buyur ne var dedi emice
Tipide yolda kaldım misafir et bu gece
Yarın erken kalkarım giderim sabah ınan
Buyur ettik oturdu tandırın sıcağına

Babam dedi ki hanım açtır herif herhalde
Hele bir topla devşir ne varsa getir evde
Yedi yumurta kırdık bir sahanda pişirdik
İki ekmek bir somun kestik böldük getirdik

Buyur dedik emice karnını doyur hele
Oturur konuşuruz söyleriz güle güle
Adam besmele çekti yâri buçuk bismillah
Kayğana dan sahanda iz kalmadı maşallah

Babam dedi emice seni tanımıyorum
Dedi ki bir şeyhim ben gezip dolanıyorum
Yedi içti geğirdi uyku bastı bir anda
Sağa sola esnedi gözü yatak yorganda

Dedi yastık getirin biraz uyuyacağım
Gece kalkar namazı topluca kılacağım
Serildi yorgan yatak uyudu şeyh emice
Ertesi gün uyandı ancak öğleden önce

Su döktüm ellerine yıkandı bir leğende
Dedi yemek getirin kurtlar gezer midemde
Bir tas ayran üç somun dut pekmezli haşılda
O yedi biz yutkunduk dizildik karşısında

Sıcak haşıl bulaştı uzun bıyıklarına
Yarısından fazlası döküldü sakalına
Anam dedi uy herif adam üç somun yedi
Ne elhamdülillah nede çok şükür dedi

İnşallah dedi anam tez gider kurtuluruz
Babam dedi sus kari bu şeyhtir çarpılırız
Öğle ikindi akşam bu şeyh namaz kılmadan
Etrafı gözetliyor yemek sordu durmadan

Akşamın yemeğini yedi güneş aşmadan
Kos koca lengeri de iz kalmadı pilavdan
Etrafına bakındı bacım al şu tası da şurdan
Hele git yine getir o lezzetli turşudan

Doymadı komşulardan sekiz ekmek borç aldık
Adam aç kalır diye mahcup olduk utandık
Anam katmer pişirmiş dilimler kıtır kıtır
Dedi Al kızım hemen bunu kilere götür

Yanında güzel de bir demli çay pişiririz
Katmerle misafirin önüne indiririz
Sabah kalktık hasıra yer sofrası kuruldu
Besmeleyle sofranın başına oturuldu

Babam dedi kız hanım getir o katmerleri
Yanında da unutma bizim çivil peyniri
Anam bağırdı birden katmerler yok yerinde
Tozu bile kalmamış koca bakır tepside

Düşündük taşındık katmerleri kim yedi
Hemen acı haberi bizim sahte şeyh verdi
Gece garip ses duydum hortlak geldi zannettim
Kim var ki bu kilerde onları takip ettim

Bir baktım katmerleri periler cinler yiyor
Hem yiyor hem durmadan bir birini dövüyor
Babam dedi ey şeyhim okuyup üfürseydin
Sen nasıl şeyh idin ki hiçbir şey diyemedin

Bizim evde ne peri ne hortlak ne de cin var
Yoksa o katmerleri sen mi yedin ihtiyar
Kızardı şeyhin yüzü hırsız kediye döndü
Katmerin kırıntısı sakalında göründü

Gözlerini kapattı sağa sola üfledi
Ah etti üh etti çok kalabalıklar dedi
Sessiz olun ben şimdi dua okuyacağım
Evinizde ne varsa hepsini kovacağım

Anladık ki şeyh yemiş güzelim katmerleri
Sağa sola oynadı ele verdi gözleri
Babam dedi peki şeyh amma da evliyasın
Katmer yiyen cin peri acep sen olmayasın

Lahavle dedi babam döndü sinir küpüne
Yaptığı hizmet ikram birden döndü tersine
Babam dedi kalk oğlum şu komşuya git söyle
Deki bizde bir şeyh var bir ayak gelsin hele

Komşu geldi bir baktı bu sahtekâr şeyh dedi
Ben bunu tanıyorum bizim komşu köydeydi
Ah dedi komşu ah ben demedim mi size
Her yabancı yolcuyu almayın evinize

Kalk dedi be sahtekâr hem de şeyhim diyorsun
Utanmaz köy köy gezip yiyip dolanıyorsun
Buralarda dolanma doğru kendi köyüne
Ensesine bir tokat aldı kattı önüne

Dizine duracaktır yediğin haram lokma
Çabuk köyden uzaklaş sakın arkana bakma
İşte o yüzsüz adam yalancı bir şeyh idi
On günlük rızkımızı altı öğünde yedi

Muhittin yalancılar cehennemde yanacak
Düşündüm arkasından bir şiir yazdım ancak

Muhittin laçin şair (misali)

Kayğana-sahanda yumurta
Haşıl--undan yapılmış pişmiş hamur yemek