Yine marttan bir gündeydik.Yıllar dönenceler
düştü geçmişin çöplüğüne.Bulvarda sağa sola bakıyordum
Belki şadırvanın yanındaki meyhaneye dar atmıştım kendimi
Sol ayağımda yine benzer inmeler vardı
Yenileriyle değişmiştim sözcükleri
Upuzun saatlerimiz olurdu upuzun yollara vururduk neler neler
konuşurduk.Kalabalıklara aldırmadan bir ağacın arkasına gizlenebilirdik
Ayaküstü olurduk çoğu kez.Başımızı alamazdık arzularımızdan.Köşe başında iskemlesinde
oturan çiçekçi teyze cam gibi gözlerle bakardı bize
Rüzgarlar değil sadece,saçların da değişmiş artık. Kurbağalar bile maskesiz dolaşmaz
olmuş ortalıkta.Eskimiş battaniye sarı musluk davun ağaçları tifo
hepsi önadlarıyla atmışlar köprülerini
Donakalıyoruz olduğumuz yerde.Herkes kendi dalkavuğunu arıyor
Sana varmak kolay değil,engeller koymuşsun adım başı.Zamansız açan
bir gonca güle dahi uzanamıyorum.Dikenlere takılıyor uçurtmalar.Kömür vagonlarına
Hep geç kalmışları yüklüyorlar kürek kürek atarak…
Marttan bir gündeyiz yine
Susuyoruz birbirimize.Kaldırımlara soluk soluğa
düşüyor adımlarımız.Artezyenin yüzeyinde bulanık duruyor o ayna.
Nasıl eritilir elimizdeki yüzümüzdeki taşra
Yalanlaşıyoruz.Son vedaları selin önüne
fırlatan biziz sanki.Menekşeler sönerken gülüşen katilleriz
Bilmediğimiz gelecek zamanları ortaoyuncular gibi
kendi kendimizi aldatıyoruz inan ki …
yirmiikimartikibinonaltı
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 22.3.2016 21:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sonra da düşündüm.. 'Ne gereksiz bir soru öyle...'
Evrenin çöp üreteniyiz biz, insandan fazla gereksiz laf, adıl uyduran mı var?
Yaşadık, bitti.. Giderken ardını süpürenlerden olsak, temiz tutsak, iz neyin bırakmasak olmaz mı?
'Yalancı İzler' diyor şiir.. Gerçeğini bırakamamışız, belli..
Kutlarım Necdet..
Susuyoruz birbirimize.Kaldırımlara soluk soluğa
düşüyor adımlarımız.Artezyenin yüzeyinde bulanık duruyor o ayna.
Nasıl eritilir elimizdeki yüzümüzdeki taşra
Yalanlaşıyoruz.Son vedaları selin önüne
fırlatan biziz sanki.Menekşeler sönerken gülüşen katilleriz
Bilmediğimiz gelecek zamanları ortaoyuncular gibi
kendi kendimizi aldatıyoruz inan ki...
Gelecek, geçmişin izinde yalanları katlayarak çoğaltmaz, dilerim! Kaybettiklerimiz adına! Kutlarım üstadım, şiirdi yine. Mükemmeldi.
Ve o delikanlılık çağındaki o heyecanlar düşüyor yer yer şiire.
Zamansız açan
bir gonca güle dahi uzanamıyorum.Dikenlere takılıyor uçurtmalar.Kömür vagonlarına
Hep geç kalmışları yüklüyorlar kürek kürek atarak…
ve:
Yalanlaşıyoruz.Son vedaları selin önüne
fırlatan biziz sanki.Menekşeler sönerken gülüşen katilleriz
Bilmediğimiz gelecek zamanları ortaoyuncular gibi
kendi kendimizi aldatıyoruz inan ki …
KÖYÜN BİR BAŞINDA BİR YALAN SÖYLENİYOR, ÖTE BAŞA GELİNDİĞİNDE KENDİSİ DE İNANIYOR YALANI DÜZEN...
Kısacası; bir yalan deryasında yüzmeye çalışıyoruz kıyıya ulaşmak için...
Kutluyorum öğretmenim. Ne çok şiirdi...
TÜM YORUMLAR (9)