yarasa gülüşlü bir geceydi
çalındı gerçeğim dudaklarından
yangınlar vurdu karanlığı zalimce
sonunu verdi istismar edilmiş saatlerin
tutuklu kaldım ellerime bulaşan sahteliğinde
yıldızların oynaşmasını sürdün gözbebeklerine
yüzsüz bir yakamozda çaldın aklımı
haince
yosma gülüşlerinin sahteliğinde
verdim kendimi dalgalara
…sana gelmiştim
dönme dolapların baş döndürücü sarhoşluğunda
kör bir kuyunun içinde geçti zaman
farkına varılmayan ne çok gün doğumunu batırdık
birlikte…gündoğumu hiç bitmezdi yüreğimizde
şimdi zaman hangi zaman
sembolik bir öyküydü kulağımıza fısıldanan
dinlemedin…tek bir sözcüğünü bile
rüzgar esti kuzeyden soğukları peşine takıp
savurdu seni…ve beni…ve bizi
uçuştu öykünün tüm büyüsü
şimdi çınlayan kulaklarımda bir kara büyü
hani bir şarkıydı yüreğimiz dillerde
hani bir şiirde yazılmıştı imgelerimiz
hani…ne çok sözler vermiştik birbirimize
hadi söyle! yüreğindeki gerçek sen bu mu
yalana mı yapışmış sözlerin
bu kadar cömertçe ezberini dilinden düşürmediğin
bir kandırmaca mı her şey
….ve hayat
yazık…yalana sürdüğün yüreğin
vuruyor yüzüne şimdi gerçeğini
yansımalarında soluyor yüreğimdeki gün
yazık!
02.09.2006
Atilla GülerKayıt Tarihi : 2.9.2006 16:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)