...Yalan Dünyam... Şiiri - İbrahim Durmuş

İbrahim Durmuş
169

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

...Yalan Dünyam...

Sustası düşmüş insanlar, insancık olmuşlar. Belli ki var oluşlarından mutsuzlar. Karşılaşmamak için- şöyle böyle de olsa- tanıdıklarından kaçıyor, karşı kaldırıma geçiyorlar. Saçını-başını düzeltiyor ya da hayret edecek bir şey görmüş gibi kafalarını ters tarafa çevirip ilgiyle bakar oluyorlar, aslında boşluğa.

Tıkırında gitmeyen işlerinden,
yabancılaştıkları kasabalarından,
sabahları kepenk açtıkları arastadan,
merdivenlerini oflaya puflaya çıktıkları apartmanlarındaki dikey yaşamdan,
koca puntolarına boş gözlerle baktıkları gazetelerden,
suratında meymenet olmayan kişiliksizlerin işgalindeki ekranlardan,
soy- soplarının yarınına şekil vermeye güçlerinin yetmeyişinden,
velhasıl koflaştığını düşündükleri bedenlerinden soğumuş insancıklar. Soğumak hafif kalır nerdeyse nefret etmişler.

Oysa mutsuzluk, karamsarlık yaşamın hiçbir evresine böylesine kesintisiz çöreklenmez. Ufacık bir haz kıvılcımı bir anda insanın dünyasını tozpembeye çevirir. Yüreğini mutluluk şavkıyla doldurur.

Yanlış olan neydi.
Güvenilen dağlara kar mı yağmıştı.
Karadeniz’de gemiler mi batmıştı.
Sonu ölüm değil ya ne olacak. Nedir bu gamlı baykuşluk halleri.
Ölüme gidenleri de gördük, böyle kederli, böyle lanet olmuyorlardı. Hatta tatlı bir gülümsemeyle” hoşça kalınız” diyenleri de gördük. Başucunda gözyaşlarını gizlemeye çalışan hayat arkadaşına, gözkapaklarını binbir güçlükle aralayıp: “-Sevinme sevinme, henüz ölmedim.” esprisini yapıp, beş dakika sonra son nefesini verenleri de gördük.

Haz ve elem görecelidir/rölatiftir/nispidir/mukayeselidir.
Haz ve elem dengelidir ve her insan için benzerdir.
Çok iyi konumdakiyle, zor koşullardakinin haz ve elem çuvalları denktir.

Bir de şu saptamayı yapmalı:
Yaşamanın bedeli var, hatta alınan tek nefesin bile. O zaman bedelini ödemediğin senin değildir, çalıntıdır, hırsızlamadır. Başkasının hakkıdır.
Yani tufeyli yaşam diye bir şey yok.

Acaba yaşamdan soğumuş, hatta çok şeyden nefret etmiş insancıklar, bedel ödemediler mi. Tufeyli yaşanabileceği yanılgısına mı düştüler.
Neden olmasın.
Ne kaaa ekmek, o kaaa köfte…

İnsanlar bedel ödemedikleri için insancıklaştılar da diyemiyoruz. Bizim yaşam ortamımız bir garip, bir anlaşılmazdır.
“Her koyun kendi bacağından asılır”.
Bu da bize uymadı.
Nahhh.. kendi bacağından asılır.
Dağlıcı kesip yüzüyorlar, çengele karamanı inciğinden asıyorlar bizim memlekette.

Bizim memlekette öyle sosyal teoremler, doğal akış, bilimsel bakış falan para etmiyor.
Ayşe hanım bedel öder mehmet bey malı götürür.

Adam saçını başını yoluyor.
Deliriyor.
“Arkadaş ben ömür boyu çalıştım. Hiç yamuk yapmadım. Hile hurdayı düşünmedim. Hak yemedim. İşimi aksatmadım. Her nefesimde memleketimi ve milletimi, hakkı ve vicdanı da dikkate aldım. Çünkü biliyordum ki; benim iyiliğim, memleketimin-milletimin iyiliğiyle mümkündür. Biliyordum ki ilahi adalet bunu buyurur. Biliyordum ki insanım. Gereğini ve görevimi yaptım.

Sonum bu mu olacaktı.
Bu günler bana reva mı.
Neden böyle bir ortamda yaşamaya mahkum edildim.”

Adam haklı…
Adam haksız…

Adam çok biliyor. Adam hiçbir şey bilmiyor.
Adam çok çalışmış. Adam boş çalışmış.

Teoremler/hipotezler bilimselliği oranında, baz aldığı olgunun sağlıklılığı oranında kural/yasa olarak geçerlilik kazanıyor.

Bizdeki aksaklığın kaynaklarını,
bizdeki aksaklığın giderilme yol/yöntemlerini irdelemek gerek.
Bizim haddimiz değil ama denemek gerek. Neyleyelim, haddi olanlar haddini aşmıştır, dağı-taşı dolaşmış, düz ovada şaşmıştır.
İş başa düşmüştür (!)
Çorbada tuzumuz bulunsun diye deneyeceğiz.
Ama tuz kokmuş diyorlar. Varsın koksun, memlekette tansiyon yüksek, varsın olsun. Tuz perhizi yaparız, tatsız tuzsuz yaşarız. yine de pes etmeyiz.

büyükharman

İbrahim Durmuş
Kayıt Tarihi : 15.10.2011 13:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Asya Özkan
    Asya Özkan

    üstadım,pes etmek yok..asla ve asla pes etmek yok..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

İbrahim Durmuş