Dimdik ayakta duruyor şuurlar.
Sendelemeden...
Sekmeden...
Ve sektirmeden hayatı.
Dünya doğru, yalan değil
Ama alıngan...
Yılan gibi yerince.
Hiçbir şey boş değil aslında...
Bardak dolu ağzına kadar.
Damla hesabı ayarında.
Yol kenarı han yeşilaycı.
Hancıyla yolcu beraber bırakmış içkiyi.
Ne mey mest ediyor ne bade;
Varsa yoksa demli çay,
Bir fincan acı kahve.
Ve sonunda günün;
Sürmekteyken atını batıma, yağız delikanlı,
Bir ezgi fısıldıyor rüzgar sarı perçemlerinin altından.
'Sür gönlünce... Gelip de gitmeyen mi kaldı...'
Kayıt Tarihi : 29.1.2010 18:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
bosphorus cafe... ümüt'le atışma :))
![Halil İbrahim Yılmazer](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/01/29/yalan-dunya-hersey-bombos.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!