insanın ıslahevi
dilinde saklı
söz
kilit taşında
karaçalı
Biri bir koca görür rüyasında:
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Devamını Oku
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
_Evet farkını farkettiren ve daima düşündürücü şiirler..Tebrikler sevgili Naime ve yeniden sizlerle buluşmak çok ama çok hoş bir duygu :))
Başından sonuna kadar farkını farkettiren çarpıcı bir şiir olmuş. Tebrik eder başarınızın devamını dilerim.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
Kelimeler gelir,
Akıllıca elenir,
Mana ve mesaj eklenir
Budur bence şiir.
Felsefe akılla süzülürse güzelleşir.
Selam.ve saygılarımla efendim.
zaman zaman şiir yetersiz kalır duyguları tanımlamaya...
eyvallah...
saygılar...
Daha güzelini bilemem ama iş akla gelince orada dururum biraz.
Şiirde akıl ne arasın Feyzi Bey?
Akıl durmaz, sözcükler döküldüğü anda koyulur yola...
Aklını gezintiye çıkarmaktır şiir yazmak!
Felsefe ise şiirin mihenk taşı...
En azından benim şiirimde...
Felsefe ve şiir
Naime hanım yazmışsa
yazmış..ne denir.
Ben daha güzel daha akıcı
ve akılcı şiirler bekliyorum sizden.
insanın en masum mabedinin dlindeki yalansız gerçek olduğunu bilmek dünü bugüne bağlayıp yarına akarken ki ihtişamının güvenli yoludur...
t e b r i k l e r...
Şöyle demiştim:
DİL
sözün kulağı yok ki çekesin
bakıyor kral çıplak duramıyor söylüyor
çürük yumurta dolduruyor folluğu
dil çürük
ekmek yanıyor fırında
dil yanık
gözyaşı olup akıyor zaman
beklenen gelmiyor
dil özlem
sevişmelere tutuluyor akşam
dilin rengi şehvet
dil bu
ne yapsak bize benzemiyor
ayrı bir yer ayrılmış ya ona
ne iyi olmuş
yakıştığı yere de yakışıyor
Ayhatun Suyunun Gözü - 2000
Haklısınız: Bir bakıma da ıslahevi; dil.Karaçalı, iç alfabe, safra taşı. Ama, herhalde hallerinden birkaçıdır bu sayılanlar. Aslında öyle de çok hali var ki... Ya da öyle çok katmanı. Ancak, bana göre en etkili ve keskin tarafı hegemonya kuran yanı. Hele de günümüzün küresel/ kültürel-intellektüel kuşatmasını düşünürsek...
Naime Hanım, söz'ün gücünün bu denli inceltilip sulandırılarak sanki belli- belirsiz, görülür- görülmez bir şırıngayla damART'dan zerkedilen bir narkotik mayi'ye dönüştürüldüğü bir dönem daha var mıdır, bilmiyorum.
Ve bütün bu 'iğne'ler insan iyiliği, güzelliği, mutluluğu! için yapılıyor. Ve verili durumda dünya insan nüfusunun yüzde on'u ya hemen şimdi, ya da yarın açlıktan ölmek üzere.
Kalkınmış ve 'özgürleşmiş' ülkelerin ve Birleşmiş Milletler'in ekonomik istatistiklerine göre dünyamızın nüfusunun yüzde sekseni zenginlikten boğulan yüzde yirmiyi besliyor.
Demek ki şuraya geliyoruz: Her orta çağın, yırtıldığı bir orta yeri vardır. Zamanı gelince nasıl goncası 'refah çiçekleri' ne dönüştüyse elbet gene, elbet bir zaman insan, mutluluğunu sığdıracak vazo bulamayacaktır.
Şiiriniz sevindirdi beni. Teşekkür ederim. Şiir selamı.
ilk ikiliği okuduğumda ne kadar veciz bir ifade dedim..talat sait halman ın çok sevdiğim birlikleri geldi aklıma..
devam ettikçe...
absorbe oldu şiirin içinde şair..ve okuyucu ve her şey...soğuruldular.....
yalanın hakikâtında, hakikât yalan olurken, baş dönmesi
çocukken, çocukça bir merakla bedenim dönerken dönen başım..başdönmelerim....ilk mevleviliklerimdi belki de...
su uyur...orada...düşman bile
ne demişti şair...
su uyur düşmen uyur haste i hicran uyumaz...
o da uyumuş bir uyur uyanıklığın alacakaranlığında...
alaturka dingin liğimsi bir ezgisinde sezenin
yaşamın yalanlığı doğruluğundan belli...kaleminiz daim olsun
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta