Sert bir dağmıyım ki, çarpan kırılır
Bende bir insanım, arzu kovulur
Aşk yarası söyle nasıl sarılır
Sahte aşk kısadır, yalan savrulur.
Anlık ilişkiyi, sevgi sanıyor
Bu yalana kendi, hemen kanıyor
Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Biz insandık. Ne korkudan aldık nasibimizi ne umuttan. İki gül fidanı dikmek yerine diken bitirdik gönül toprağımızda. Bu yönüyle Kabil’e aldandık. Kırdık, döktük, yıktık. Bizi biz eden ne varsa. İçimizde iyiye ve kötüye duran aynalar hep vardı. Bize düşen baharları gösteren yansımalara bakabilmekti. Umuda ve korkuya sarılarak O’na ulaşmak vardı. Biz ümitle korkuyu beslerken yüreklerimizde başka nazarlara bürünerek pişmanlığın bahçesine düştük. Ne korku kaldı elimizde ne ümit. Oysa korku da bizdik, ümit de.'Yalan'sız 'yalan'da...
hangi yalan aşkımızdan daha büyüktü...
hangi korku yarattığımız şiirlerden cesurdu...
...
kutlarım sayn Diken
şiirleirniz çok samimi.
Her şeyin bir gerçeği ve bir de sahtesi olduğu gibi, aşkın da sahtesi ve gerçeği var, hem de çok yaygın.
Saman alevi gibi çabuk yanıp sönen bir aşk bu. Çok
güzel dile getirmiş bu durumu Nurdane Hanım. Tebrik ediyor ve tam puanımla kutluyorum.
harikaaaa,,yürekten alkışşşş
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta