Oysa kolektif sistem her şeyi ile az çok bilinen bir yol, yöntem olmuştu. Adresliydi. Kütle çekimi gibi kişileri bir araya çekiyordu. Bir araya çekilen kişilerdi kütle ile yapı çevrimi hızlanıyordu.
Yapı çevriminin hızlanması her bir kişi ile kişisi birim zamanı çok daha fazla parçalı yapı haline getiriyordu. Birim zamandaki parçalı süre durum sayısını veren kişi sayısı yani kütle arttıkça çevrim; artan kütle oranında hızlanıyordu.
Bir araya gelen kişisi, iş bölüşümcü, yetenekle artan kütle demek birim zaman içindeki süre durum sayısının daha çok artması demekti. Yetenek çevresinde artan üreten kişisi kütle + artan parçalı birim zaman sayısı = çekim, çevrim ve hızlanmaydı. Kolektif yapı bu türden bir yığın birikim ve üreten ilişki envanterleri kullanan muazzam bir toplumsal birikime sahipti.
İşte köleci sistem bu çevrimli birikimi kullanacaktı. Efendiler bu zenginlik içinde köleci mantığı istediği gibi istediği yerde başlatacaktı. Efendilerin köleci sistemi istediği gibi istediği yerde başlatacak olmasına neden olan durum bu birikimdi. Köleci sistem yeni sistemini bu birikim içinde, kendi bencil düşüncesine göre inşa edecekti.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta