Bir insanın yaşamını kendine söylediği ve kabul ettirdiği yalanlar mahveder.
Kendi elleriyle ördüğü duvarların arkasında, kendi yalanları ile oluşturduğu karanlığın içinde boğulur insan.
Çığlık çığlığa…
Sesini yalnız kendisi duyar, kendi yalanlarına kendisi inanır, herkesin inanmasını bekler.
Gücü varsa inanın yalanlarıma diye dayatır.
Yalan ve hile kendi dünyası olur. Kendi yalnızlığı, kendi karanlığı…
Mutlu görünenlerin hepsini o karanlığın içine çekmek için var gücüyle çabalayan bir niyet parçalar tüm tebessümleri bir kağıt parçası gibi.
Ve etrafta uçuşan ateş böcekleri gibi, güneşin doğup batışını izler çaresizler, çaresiz izlek göz ve bakışlarla!
Birşeyi bekler gibi bekleyen ama bekleyecek hiçbir şeyi olmayan birileri gibi!
Çıkmaz bir sokakta geceleri, bir durakta asla gelmeyeceğini bildiğiniz bir otobüsün gelmesi için beklemek, ancak o son sokak lambasının sönmesini bekleyecek kadar da umut beslemektir yaşam .
Kendi çelişki ve umudunu kendi içinde büyütür yaşam.
İnsanın kendi kendine uydurduğu yalanların karanlığına bulaşmaması imkansızdır.
Herşeyi bildiğimiz gibi bunu da biliyoruz.
Yalnız inanmak da isteriz bir taraftan.
Bir umudun peşinden yürümedik mi yıllar yılı.
Yol dediğimiz şey, ucunda bir mutluluk kırıntısı olan bir kıvılcımdan ibaret değil miydi?
Tünelin sonundaki ışık olarak hayal etmedik mi o yolun sonunu!
Gerçekliğin ve dürüstlüğün tokadının, yalnızlığın eliyle olduğunu anlar her insan bir gün!
Sessizce bir yalana kanıp yine inanmayı seçer insan başka bir aldanış zamanında.
Karanlık yine çöker üzerine, ışıklarını kapatırken sokaklar.
Ve bir adım daha atar insan kendi ürettiği karanlığına, kendi yalnızlığını mecburen selamlayarak…
Kayıt Tarihi : 28.7.2023 20:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hani "yetişemediğin üzüme koruk demek" gibi..
Bir de "kurulmuş",
Belli bir amaca yönelik ve asla iyi niyetli olmayan yalanlar vardır!
"Tuzaklara çekmek" için,
İçini boşaltmak için,
Boşu "dolu göstermek",
Fakiri zengin bir geleceğe inandırmak için!
Proje yalanlardır onlar,
"Hile, desise" kaynayan içi...
Yüzyıllarca sürdürülür, mesela "siz soykırım yaptınız, cezasını ödeyeceksiniz" gibi!
Ve her projenin "yerli işbirlikçileri" vardır!
O yalanlara yavaş yavaş inandırmak, inanmayanları da ortadan kaldırıp etkisiz hale getirmek için!
Sanırım yeterince açık durum,
İnsanın kendine söylediği masum yalanlar hiç kalır "proje yalanların" yanında!
Tebrikler Önder Kardeşim..
Kutlarım hocam
Saygıyla
TÜM YORUMLAR (2)