YALAKANIN YALAMA KUYRUĞU (düz yazı)
Zalimliğin şiddeti ile ona yalakalık yapanların sayısının çokluğu ve o zalimliğe kuyruk sallamaların hızı doğru orantılıdır.
Sınıfların ve zalimliğin ortaya çıkışı, yalakalığın da ortaya çıkışının tarihidir aslında. Yalakalık; zalimlikle birlikte doğmuş onun ikiz kardeşi gibidir adeta. Aralarındaki tek fark zalimlik hep kara iken, yalakalık kapkaradır.
Yalakalığın doğuşu ve tarihine girecek değilim burada, o insanlık tarihi kadar eski ve kırk kollu kırk ellidir.
Sürüsüne bereket; bir o kadar da çoktur;
Büyük, küçük yalakalar… Kadın, erkek yalakalar… Sağcı, solcu yalakalar… Milliyetçi, dinci, dinsiz yalakalar…
Şişman, zayıf yalakalar… Sivil, resmi, esmer, açık tenli, tensiz, yüzsüz, tüysüz, bin bir surat, suratsız yalakalar…
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Zalimliğin şiddeti ile ona yalakalık yapanların sayısının çokluğu ve o zalimliğe kuyruk sallamaların hızı doğru orantılıdır.
AHH BE HOCAM
YALAKALIK MODA OLDU
çıktı...bu isimde bir şiirim var sayfama beklerim
aynen benim düşüncelerimi yansıtmışsın
emeğine kalemine güçlü yüreğine sağık
YAZMANIN HER ÇEŞİDİ SANA ÇOK YAKIŞIYOR
Kişilik
olmasan
ham diyecekler
olduğun an
yiyecekler
ne zormuş dalda kalmak
çağlar öncesinden
buyurmuş şekspir
olmak ya da olmamak
mesele bu
hamlet’i ne bilsin
Allah'ın armudu
ey topaç
artık dönmeyi bırak
azıcık gözünü aç
doğrusu şu
“HAK” dediğin yerde durmak
Çok güzel bir çalışma,
sayısız türde ve çeşitte, yalaka.
Elinize sağlık.
güzel bir konu,ve doğru sözler....
fark zalimlik hep kara iken, yalakalık kapkaradır.
DOĞRU AMA MALESEF ENGEL OLMAK NE MÜMKÜN..BELKİ BİRİLERİ OKUR UTANIR TEBRİKLER GÜNCEL BİR YARAYA DOKUNULMUŞ..
Hiçbir zalim; sırça köşkünden inip zalimliğini tek başına kendi elleriyle kuramaz, ikiz kardeşi kapkara yürekli yalaka olmadan. Ve o her zaman ve her yerde hazır ve nazırdır ve hep emre amade. Her daim iş başında…
DOĞRUDUR..yüreğinize sağlık
Muhteşem bir çalışma, ,yalakalık kuyruk sallama devam ettiği sürece ,değişen bir şey olmayacak ,bekleyip görelim duyarlı yüreğine emeğine kalemine sağlık yürekten kutlarım selam ve saygılarımla
dün ve bugün olduğu gibi yarında olacaklar....dileğimiz artmaması aksine azalması yönünde...
eyvallah...
Kaleme alınmış anlam ve anlatımı güzel bir yazı,emeğine yüreğine sağlık.
''Bilelim Ki Milli Benliğini Bilmeyen Milletler Başka Milletlere Yem Olurlar.’’
başlıklı yazımdan bu konuyla ilgili bir kaç bölümü yorum olarak eklemek istiyorum.
'' Yağcılık, şakşakçılık, dalkavukluk; birinin diğerinden yoktur farkı. Bir kimseyi veya onun yaptığı her şeyi doğru bularak överler, başkalarına da kabul ettirmeye çalışırlar, goygoycudurlar, yüze gülerler, kendilerine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isterler, yalaka ve yalpaktırlar, güvenilmezdirler, menfaatlerinin olduğu yerdedirler. ''.....
'' Yağcılar ve şakşakçılar menfaatlerinin olduğu yerdedirler, bunların tek düşündüğü kendi menfaatleridir, her yerde her ortamda bunları görmek mümkündür, her yerde kendilerine yaşam alanları bulurlar. ''....
saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 36 tane yorum bulunmakta