kırık kalpleri var;
aykırı düşüyor,
yeniden sevmek gibi bir şey.
ay kırı
kaç keredir gözlerine düşüyor,
inci kırıkları gibi,
sevgiyi nasıl tarif edebilirim?
seni sevmeyi...?
sonu yoktur benim için,
senin kalbine giren kişinin.
yüzüne baktığı her an,
hayata yeni başlamış gibi bulur kendini.
gördüğüm pek çok şey
soluk birer ayna gibiydi
ta ki senin güzelliğin
bu aynalardan yansıyana dek
yaşam,
tuval üzerine bir yağlı boya çalışmasına benzer.
evrendeki bütün devinimler,
tuval üzerinde yerini bulmaya çalışan renkli boyalar...
ben sendeki ışığı gördüm.
anladım; renginle uyuşmalıyım.
odana giriyorum;
her yana güller saçılmış.
ve sen sadece bir aynasın.
sana bakıyorum;
bana diyorsun ki,
bu gördüğün sen değilsin;
her sabahı
ve de gün boyu
ama en çok geceleri
seni sabahlara akdar
o kadar çok seviyorum ki...
seni bekledik hep.
en tatlı uykusunu bölmeden içimizdeki çocukların,
sessiz sedasız,
dağınık eşyalarımızı yerli yerine koyarken,
bir ömürlük vaktimiz var diye avunduk.
vakitsizce geldin;
binlerce kuş birden havalanır bu yeryüzünden,
işte,
tam da ben, 'seni seviyorum' derken.
her şeyi bu derece inanılmaz ve güzel kılan,
yalnızca kuşlar ve sen.
kapımı çalıyorum kendi kendime,
hiç haberim yokken kendimden,
vakitsizce.
bu kez mutlaka sen olmalısın bu gelen,
diyorum içimden.
kapıyı aralıyorum usulca,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!