Yakupoğlanda Meçit
Devirdi amcam kağnıyı meçit yolunda,
Akıl verenler çook sağında solunda,
Öküzler yuvarlandı, kör derenin içine,
Yardım niyeti, yok Allahın bir kulunda,
Kağnı kırılmış, hapsutlar parçalanmış,
Cağlar dağılmış, kopmuş kayış,
Zeylelerin bağı çözülmüş, hfifte yağış,
Bu gürgenler gitmezse geçer mi kış,
Yakupoğlanda bir gün olay, meçit,
Keçi yolundan sağlanır kağnılara geçit,
Katar katar kağnılar öküzler, çift çift,
Aldırdıkça iner sarplardan yavaşça aşağıya,
Birazdan merep bitecek dereyi geçip,
Yamaca vurulacak yolları seçip,
Terli, kor yüreklere, buz gibi suları içip,
Nihayet balta seslerinin geldiği yerde,
Her kağnı öncüsünü bulma derdinde,
Bu kağnılar yola nasıl vurulur yüklenirde,
Devrilmiş gürgen, çam ağaçları,
Secde eder gibi yerde, bitmiş yalvarışları,
Bir telaş var ormanın içinde,;
Ormancılar gelmeden yükleme derdiyle,
Ortalık hummalı çalışma, telaş,
Hadi yükleyin de yollardan kaçış,
Mazılar yağlanır çıkmasın sesi,
Acele yorgunluk köylünün çıkar,
Başından değil omzundan nefesi,
Ve katar olmuş kağnılar,
Yolları bekler, oğulları. Babaları; analar,
Bir gece sessiz sedasız yoldan,
Köyün girişinde kömür sürülür,
Mazılar bağırır dört koldan,
Ve sabahın körü kağnılar eve dağılır,
Sabah erkenden inekler sağılır,
Gelen odunlar; çamlar, gürgenler;
Tek tek ayrılır, kesilenler sırasıyla yığılır…
27.11.2006
Kayıt Tarihi : 20.6.2018 21:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!