Yakupoğlan Atışmaları Şiiri - Ali Bal

Ali Bal
103

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Yakupoğlan Atışmaları

Ş.No;20-091

Arif olan arifledir atışmak,
hakkı bilen hak ehliyle konuşmak,
bilmediğini bilenlerden danışmak,
Kural budur, töre budur erenler,

İş değildir, okumadan yaz kalem,
belli kurallarla döner bu alem,
Varsa ehli bende size katılam,
boş yazmayın, söz yiğidin erenler,

Yakupoğlan’a site olsun, sır olsun,
yazan doğru, hakkı bilen pir olsun,
İlim için, irfan için sur olsun,
Koruyalım kollayım Erenler,

Balix derki söyleyecek söz çoktur,
Boş sözlere, boş işlere er toktur,
İşler çok, ömür kısa, hem yoktur,
Boş vakite aldanmayın Erenler

Ş; 20-092
Aydox işi bilsen köyde kalırsın,
İki inek, iki dana alırsın,
Derelere arıları salarsın,
Çok çalışmak lazım bire Erenler,

Gurbete gitmekle bu hayat bitmez,
Odun yanmayınca bacası tütmez,
yiğit olan bu beldeyi terk etmez,
İşinizi orda kurun Erenler,

Bir inek için Bir dönüm yonca,
Mısır silajı yap inek olunca,
ahıra doldur danayı bolca,
besleyip şehirde satın Erenler,

Geçinmek çok kolay kanaat varsa,
Bir ömür besler küçük bir arsa,
Seracılık yap çok kar varise,
işin kolayına kaçmayın Erenler,

Ş:20-093
Aşığın ödülü sözüdür elbet,
Dinleyen varsa saza ne gerek,
Önemli olan birlikte olak,
Gönüldür şiiri yazan Erenler,

Yalan Dünyanın nedir, seçimi,
Kim unutmuş ekmeğini geçimi,
önemlidir görüntüsü biçimi,
Birdağımız var sahip olak Erenler,

Kuru kavgalara gerek varmıdır,
koca köy bu insana darmıdır,
yakupoğlanlı olmak hormudur,
Öncelikle bunu bilek Erenler,

İnsanın namusu toprağı taşı,
Orada yatar geçmiş kardaşı,
Sulamış her yeri gözünün yaşı,
baba ocağını bilek Erenler,

Kıymeti bilinmez yok olmayınca,
görünmez güzellik tok olmayınca,
ekmeğini taşır küçük karınca,
Çalışmadan hayat yoktur Erenler

Ş;8-4-20-094
Umutsuz olma hasan kardaşım;
Bu genç yaşta bu sitem nedendir,
O köyün derdini çeken dedendir,
Anasızlığın sebebi nedir,
Beterin beteri var şükredin Dostlar,

Yakupoğlanın bitmez çamuru,
Arpa buğdaydan olur hamuru,
Yıllar geçsede bitmez umudu,
Yolları geçilmez bu köyün Dostlar,

Vermiş sırtını,Yıldız dağına,
Gurbet almış yiğitleri ağına,
Kar düşmüş kor yanan bağrına,
Kadere itiraz olamaz dostlar,

Balix derki kimse sual sormasın,
Kötülük yapıpta ahlar almasın,
Bırakın her şey yerinde kalsın,
Bu hayat kısadır çok kısa dostlar,

İz bırakan nice büyüklerimiz,
Mezar olup gitmiş kalmamış bir iz,
Bu köyde doğmakmış tek kaderimiz,
Bir biz biliriz burada dostlar,

Kimi gurbette geçirir yaslar,
Yakupoğlan İstanbul İzmir Sivaslar,
Herbiri biryerde yaşar kardaşlar,
Dünyanın kanunu bu böyle dostlar.

Ş;9-4-20-095
Beklemezdim böyle dost ocağından,
Ne cevherler çıkmış can otağından,
Büyük dertler varmış Yıldızdağından,
Dokunununca bin ah işittik dostlar,

Cevherin yeridir dağlar dereler,
bahar oldu çullarını sereler,
çay yerine çalhamayı vereler,
gelip bağdaş kuralım orda dostlar,

yayla yollarında dolmuş kurnalar,
Öter dalda keklik durnalar,
Ne evlatlar yapmış böyle analar,
Hasan-Arif-Aydox-Miktat var Dostlar,

Feramuzu unutmadık biliriz,
daha kimler gelecektir görürüz,
Her şeyiyle güzeldirde köyümüz,
Birliktir dirliktir asl olan dostlar,

Dertler bitmez sağ olan başta,
ayrıldık ocaktan bizler her yaşta,
kimi geldi doğdu İstanbul-Sivasta,
burada bir olmak asl olan dostlar,

Sevgi saygı insanlığı bilmektir,
tanımasan yine selam vermektir,
destur deyip sohbetine girmektir,
insanlığa yeter olmaz can dostlar...

Ş;9-4-20-096;
Atmayın atmayın bende yok iken,
Aşıkların söze karnı tok iken,
Düşünmeden yazmak olmaz bilirsen,
Çok söz, Usandırır aşık, bilmeli,

Çoban olmak kolay değil sürüye,
Göne girmek zor değildir pireye,
Feramuza, aydoksa birde diğerine,
Şimdi zora talip oldun bilmeli,

Yüreğine güvenen kimse gelsin,
Bildiğini bu meydanda söylesin,
Bende söz tükenmez böyle bilesin,
Er meydanı kurulmuştur bilesin,

Er olan, yüreğini koymalı,
okuyanlar dostluğuna doymalı,
hakaret değil, saygılarla olmalı,
atışmak gönüldür bunu bilesin,

Sözümüz var yücelerde dağ gibi,
Bu meydanda kimseler kalmaz gibi,
Yüreğimiz olmalı bizim gibi,
Yazıp sonra kaçış yoktur bilesin,

ş;10-4-20-097;
Arifler gerçek aşıklar yazsın,
Aşık olmayanlar hiç uğramasın,
Hem kızıp hemde darılmasın,
Er meydanıdır er olan gelsin,

Yakupoğlandır köyümüz bizim,
Anlayanadır sözümüz bizim,
Dostluk kardeşlik özümüz bizim,
Dost meydanıdır dost olan gelsin,

Kötülük hainlik olmaz bizlerde,
Okunur yiğitlik yanmış yüzlerde,
Kemlik olmaz bakan doğru gözlerde,
Güzel görüp güzel düşünen gelsin,

Allaha kul olduk, kul olacağız,
Doğru gidenlere yol olacağız,
Rahmetten geri sel olacağız,
ruhunu rahmana verenler gelsin,

Hak sofrasında hakkın sohbeti,
Unutupda boş söz koğu-kıybeti,
Erenler elinden helal şerbeti,
İçmek isteyen Erenler gelsin,

Balix derki söz bazı zamanlar,
bazıları değil anlayan anlar,
Şimdi toplandı bütün ozanlar,
Önce anlayıp yazanlar gelsin;

Ş;11-4-20-098;

Aydox neden hep ağlarsın,
Kız evimisin, nedir yasın,
Dünya ya meydan okuyasın,
isteriz ağlamadan sesin,

Gurbetmi kaldı, küçüldü, Dünya,
Arayıpta o an bulmamak yokya,
Hasret olan ahirete olana,
Öncelikle bunu bilenler gelsin,

Göz yaşı olurmu er olan ere,
Söyle sözlerini sen vura vura,
Ağlamayı bırak dinsiz gavura,
Hak için ağlayan pir olan gelsin,

Gitmeye gerek yok görürsün heran,
Sesini duyar, sorarsın ferman,
Görmemek, duymamak o hangi zaman,
Bu ağıtları unutan gelsin.

Umutsuzluğu bırakmak gerek,
her halimize şükretmekgerek,
ne geldiyse kabul ederek,
Allaha hamd edip gülenler gelsin,

Balix derki Dünya malesef böyle,
zamanla ağladım bende çileyle,
Gülmek varken ağlamak niye,
Üç günlük değilmi diyenler gelsin.

Hüseyin bal yerinde kal,
dedenden biraz ders al,
Amcan Halil, Ankaradan,
Atışma ciddi; çekil aradan

Yıldız dağına kar yağdı,
Aşıkların işi vardı,
Aydox yine hatırlattı ,
Aşka gelen aşık gelsin....

ş,21-4-20-099;
Aydox kalmış tek başına,
kimse bakmaz göz yaşına,
anlatamaz kardaşına,
yormayın dostlar boşuna,

Karapınarın başına,
oturmuş söyleşir dostlar,
dikeni, gülü taşına,
konmayın dostlar boşuna,

nice sözler söylenmiştir,
insanlar konup eylenmiştir,
bu ne garip bir gidiştir,
durmayın dostlar boşuna,

yolcu yolunda gerektir,
binayı tutan direktir,
insana iman gerektir,
silmeyin dostlar boşuna,

acı söyler dost olanlar,
hoş olur ballı yalanlar,
hani yaşayıp kalanlar,
gülmeyin dostlar boşuna,

balix derki söyletmeyin,
tatlıyı acı etmeyin,
yakını uzak etmeyin,
yormayın dostlar boşuna...


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
yine yeşillenmiş Tokat bağları,
zaten yeşildi çamlı dağları,
sevgilim geçiyor gençlik çağları,
ya beni unutma yada benim ol

ne şairim, nede aşık
elimde boş bir kaşık
söylerim almaz yakışık
ne sen söyle ne de söylet.

Ş;24-4-20-098
tek başına kalmış aydox,
cevap veren dinleyen yok,
anlaşıldı hepimiz tok,
bu kadar ağlamak niye,

Dertlenmek dert getirirmiş,
Olanları bitirirmiş,
Neyin var sa yitirirmiş,
Bu kadar dertlenmek niye,

Sırtındaki bu yük niye,
Bırak onları gemiye,
Bizde sonsuz sefineye,
Binmeyip taşımak niye,

Ahmak olmak ne kadar zor,
Herkes görür onları hor,
Fakirlik yokluk doğurur,
Silkelenip atmamak niye,

Kader değil hayat heran,
İnsandır onları kuran,
Biraz olsun güzel gören,
Yaşayıp gitmemek niye,

Güzel gören güzel yaşar,
Çalışır dolar boşalır,
Yürüyüp dağlar aşılır,
Oturup miskinlik niye,

Hak teala farz kılmıştır,
8 saat çalış iştir,
oturup konuşmak boştur,
İlahi işleyişi ret niye.
……………………………….
Yusufoğlan, Banaz,
bizdende biraz,
Aşıklar az,
Yok kimsede Mustafa hariç saz,
Uydur uydur yaz,
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

2207-20-0910
Ne turna kaldı, ne de arzu-hal,
Artık dünya küçük, bir oda kadar,
İster konuş ister bakıp gör,
Gurbet hikayesi okuman dostlar,

Nostalji oldu, hasretin adı bile,
söylenir heryerde, ne varsa dilde,
artık yanında, olmasa bile,
Ayrılık destanı yazmayın dostlar,

Kulaklar gelecek bir sese dalmış,
eller yazılanlara cevap yazarmış,
yürümekte bile konuşmak varmış,
her elde küçük bir, oyuncak dostlar,

Telefon konuşur alem ellerde,
Sohbet muhabbetin, bittiği nerde,
Bu kadar konuşmak hangi devirde,
konuşmaya hasret demeyin dostlar,

Dilimize ezber olmuş söyleriz,
düşünürsek halimize ağlarız,
zamanlar geçiyor bunu görmeyiz,
Birazda düşünmeyi bilelim dostlar,

Çok gezen mi, konuşan mı demişler,
okuyanı düşüneni silmişler,
boş insanlara çok bilir demişler,
eğriyi doğruyu görelim dostlar,

Dertlerimiz çok, söze ne gerek,
yanmış bağrımız köze ne gerek,
kapanmış gözler yüze ne gerek,
görünmeyeni görmeli birazda dostlar

Ahrete bile mesaj çeken var,
mezarın taşına mail yazan var,
bırakmazlar ki orda bile zor,
Mezarda bari susun be dostlar,

Ali Bal
Kayıt Tarihi : 20.6.2018 21:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ali Bal