Yeryüzünde hiç kimse senin kadar sevilmesin,
Söyle, emret ki aşkın destanını yazayım...
Senin için ordular kuran Mete olayım,
Yeter ki sen iste,
Saraylar basan Kürşad olayım...
Çaresizliğin resmidir aşkın gözyaşları...
Öyle bir acı ki sözcükler anlatmaya yetmez.
Esir eder sevgilinin gözleri, kaşları,
Ayrılık yakar, kavurur, aşığı iflah etmez...
Ey güzel sevgili ağlatma yeter bu garibi,
Bir gül vardı gönlümde açamadı hiçbir zaman,
Önce koparıldı, soluverdi sonra yavaş yavaş...
Tanı'dan hep seni diledim seni istedim,
Fakat biliyorum biz ayrı dünyalardanız...
Açmasa da gönül bahçemde hiçbir çiçek,
Çöktü üstümüze kapkara bir zillet,
Altaylar viran olmuş, Türkistan yıkılıyor…
Üç kıtaya nam salan bu koca millet,
Oğuz Han gibi bir başbuğ bekliyor…
Yeter demeye gücümüz yok dünyaya,
Biz böyle değildik, ne oldu da eğildik,
Haçlıya vatanı kendi ellerimizle verdik.
Kılıç Arslan’ın feryadı çınlatıyor küreyi,
Yok hiçbirimizin içinde Atatürk yüreği…
Olacak olur, yatağını elbet bulur su,
Türk tarihi denilen yiğitlik destanında,
Kendime derinlerde küçük bir yer seçtim.
Acılarla dolu hayatımın her anında,
Kendime Oğuz’dan Atatürk’ten bir pay biçtim…
Şanlı bayrağıma gözümden yaşlar döktüm,
Bir his var yüreğimde anlatılmaz,
Bu hisle kalplerde kötülük barınmaz…
Desinler bırak… Onlardır barbarlar,
Biz miydik fırınlarda insan yakanlar…
Türk adlı destanı hafızlara kazıyacaksın,
Genç beyinler yolunu gözlemekte: nerdesin?
Turan ordusunun asıl komutanı sen olacaksın,
Sen gözler önünde değil asil yüreklerdesin…
Varsın kimse bilmesin, kim, ne olduğunu,
Kendi vatanımda vatansızlar gibiyim,
Sırtımdaki hançerle ölmüş gibiyim…
Vatan yolunda divaneyim, avareyim,
Uyanacağım, haykıracağım, “YETER” diye…
Bayrağımın özü aziz şehit kanları,
Gelmesi için adaleti, Tanrı Türk’ü gönderdi.
Türkoğlu dört yandaki zulümlere son verdi.
Ne gün düştük birbirimize kaybolduk canlarımızla,
Tanrı yolunda sulandı bütün dünya kanlarımızla…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!