Gecenin en zifiri karanlığında,
Kulağıma yavaşca fısıldıyan senmiydin?
'Delimisin, yoksa velimisin! ' diye....
Ne deliydi, ne veliydi bu.
Belki en güzel rüya idi bu
Evet bitmesini istemediğim bir rüya bu...
Koşmak delilik derler
Gecenin zifirinde
En büyük deli
Benim
Seni ararken
Her gece.
Hani o ağacın altında koyu gölgede gördüklerim,
Manalı gözlerinin ve gülüşünün müfessiri gibi
Yüreğimin beyaz sayfasına bir damga vurulmuş sanki
Gördüklerim mah cemalinin nuruymuş yüzündeki
Ne rüyalarım ne hayalim aldatmadı beni
Meğer ne derin yeşillermiş, engin vadilerdeki
Güzelin en güzeliyle buluşmak erkenden,
Ellerini ellerime aldığımda ve öperken,
Senin kokunu sakladım senden,
Belki ellerini habersiz aldım birden
Seni senden çaldığıma kızma ne olursun
Kokun misk-i amber misali beki cennetden
Hicranlı gecelerde, keşke seni güle şikayet etseydim
Seni tılsımlı şarkılarda, okunmamış güfterde söyleseydim
Eğer bu denli yürekden sevdiğini bilmeseydim
Lalenin sarısında kendimi sende hissetmeseydim
Gözlerine hareler takılı uçurtmaları, gökyüzüne salıverseydim
Bir anda eriyikler dolardı yüreğime, keşki yanıverseydim
İÇİM AĞLADI
Düşlerim gibiydi, gözlerini gördüğümde, ay sanıyordum.
Buzların üstünde ayaktaydım sabaha kadar, dondum.
Sabahlar olmadı, fecre kadar içim kan ağladı, boğuldum.
Melek yüzünde, kalbim titredi, hayallerimden kovuldum.
Olmadı ellerimden kaydın, tutamadım, için için yanıyorum..
Çocukluğumu kimse görmedi, ağaçlı uçurtmam olmadı hiç..
Doğduğumda bağıramamışım, doyasıya ağlayamadım hiç..
Beni soracaklar diye gecelere sığındım, gündüz görmedim hiç...
Senli zamanlara bilet aldım hızlı trenden, inmedim hiç...
Ne fayda, ilk şarkındaki fikrimin ince gülü olmadın hiç.....
Çevre yollarında yoruldum, yol oldum demedim hiç..
Yorgun başladım bu oyuna,
Gönülsüz,olsada olur olmasa da! !
Hep düşeş atıyorum tavlada
Kapalıyken, kapılar bekledim
Elimde kırık, hep sana yenildim,
Umurumda değil, mars olsamda
İçimde sen varsın, güneş mızrak boyu çıkmış,
Akşamdan kalmış ne varsa,beynimden sıfırlanmış.
Yeniden seviyorum, her gün doğumlarında tazelenmiş.
Şimdi sanki ellerinle yaptığın sarmaları özlemiş!
Lakin yanarım, deli gönül sofraya oturmamış....
Üç zamanlık çiçeklerin, arıların ömrü kadar
Her yakubun yusufu vardır...
bir ağustos sıcağında atılmıştım çöl kuyusuna
gizemli bir masal, yalnızlıktın anlattıklarınla
kanımda boğulmuştum ağladım,sen konuştukça
gözünde bir başka sendin, yakuba
darmadağın olmalarımdı, hayalinle her buluşmada
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!