Hayat; aksetti bize, hep çatık kaşlı...
Dert ve hüzün damıttı; her gece, gündüz...
Karlı, dumanlı başlı; yüz asır yaşlı
Hurdahaş aynalarda, ağlayan bir yüz...
Güvenliksiz, huzursuz, çetin savaşlı...
Ağır yük altında yol alış; gönülsüz...
Hep eğreti, kirâda, her dem telâşlı
Çok engeller atlattı; yokuş oldu düz...
Ele ziyafet çekti; etli, lavaşlı
Çok çeşitli taâma, lezzet kattı tuz...
Bizim soframız oldu hep yavan aşlı
Ve ihtar aldık: -''şükrediniz, gülünüz ''
''En iyisi, ölmeden evvel ölünüz ''...
Ey; parfümlü, makyajlı, sonsuz oynaşlı
Âfet dünyâ; neden anlamsız yüzünüz ? ! ...
Elin parmağında yüzük, safir taşlı
Bize gelince, beyhûde ömürsünüz? ...
Kayıt Tarihi : 13.3.2008 11:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ulvi Ziya](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/03/13/yaklastik-son-menzile-yetim-ve-oksuz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!