Güneş doğuyorsa, sabahım yakın
Oluğunda donan, su akışır mı?
Hedefsiz rüzgâra, çift kanat takın
Kum gibi savrulmak, hiç yakışır mı?
Göç var iken gök ötesi fezaya
Planlamanı yap, dön gel hizaya
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Daim hür düşündün, özgür yaşadın
Kalbe mayın değil, güller döşedin
Sulh ile evlenip, zulmü boşadın
Zincirle çevrilmek, hiç yakışır mı?
Tebrikler üstadım. yüreğine sağlık.zevkle okudum. selam ve sevgilerimle
Daim hür düşündün, özgür yaşadın
Kalbe mayın değil, güller döşedin
Sulh ile evlenip, zulmü boşadın
Zincirle çevrilmek, hiç yakışır mı
evet Türk`ke yakismaz,hele hele müslümana hic akismaz,kutlarim siirini,kalemin,ilhamin daim olsun degerli dost.benden tam puan.
baki selam.
Daim hür düşündün, özgür yaşadın
Kalbe mayın değil, güller döşedin
Sulh ile evlenip, zulmü boşadın
Zincirle çevrilmek, hiç yakışır mı?
USTAD KALEMİNİ VE YÜREĞİNİ KUTLUYORUM.KALEMİNİZ HİÇ AMA HİÇ SUSMASIN.
Güç veren şiir insana insan olmak yakışır der gibi insansa güçlüdür....kutladım üstada saygılarımla
Sevgili Dost her dizeniz bir ibret öyküsü. Kutlarım. Kaleminize ve yüreğinize kuvvet. Selam ve sevgiler size ve Güzel Bursa'ya. Hüseyin Sığırtmaç
tebrikler üstad,
her zaman ki gibi güzel şiir
Yakışır mı?
Güneş doğuyorsa, sabahım yakın
Oluğunda donan, su akışır mı?
Hedefsiz rüzgâra, çift kanat takın
Kum gibi savrulmak, hiç yakışır mı?
Göç var iken gök ötesi fezaya
Planlamanı yap, dön gel hizaya
Özüyle didişen, kalır kazaya
Düz yolda devrilmek, hiç yakışır mı?
Asırlık dertlere, hep denge oldun
Zorluk karşısında, bükülmez koldun
Suyun mu kesildi, sarardın soldun
Tel gibi kıvrılmak, hiç yakışır mı?
Daim hür düşündün, özgür yaşadın
Kalbe mayın değil, güller döşedin
Sulh ile evlenip, zulmü boşadın
Zincirle çevrilmek, hiç yakışır mı?
İlimde sanatta, oldun hep öncü
Her kavime kucak açtın birinci
İnançlar için de, değildin kinci
Uç olup sivrilmek, hiç yakışır mı?
Ali Rıza Malkoç 15/10/2006 Bursa
http://www.antoloji.com/ali_riza_malkoc
Ali Rıza Malkoç
Tebrikler bir dötlükte benden olsun.....
Çöplükler aç dolu sen se çok rahat,
Ben suçlu ben güçlü benim kabahat,
Ecel kervanımda sayıyor saat,
Zekattan ayrılmak, yakışırmı hiç?
Asırlık dertlere, hep denge oldun
Zorluk karşısında, bükülmez koldun
Suyun mu kesildi, sarardın soldun
Tel gibi kıvrılmak, hiç yakışır mı?
Evet yakışma.
Her yönüyle, her mısrasıyla, her kelime, her hecesiyle harikulade olmuş.
güzel paylaşımınız için şükranlarımı sunrım.
İnşallah okuyup ders alanlar çıkar.
Sevgi ve Saygılarımla.
İlk tam puan benden
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta