Yakıp Söndüren Şiiri - Yusuf Aktaşçı

Yusuf Aktaşçı
131

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Yakıp Söndüren

Birbirimizden habersiz tekerleği bulmuş gibiyiz
Zamanın sarmalında, zıt yönlerde ilk hareketlerimiz
Aşınıyoruz, dünya denen şenlik meydanında
Üç mandal, bir leğene takas ediliyoruz
Sokaklardaki makyajlı çehreler tebessüm halinde
Sirklerin bir de görünmeyen yüzü var
Ehlileşiyoruz kaderin kırbacıyla
Artık azalıyor şaha kalkmalar, çifte atmalar

Kilitlendiğimiz köprünün altından seller geçti
İklimler değiştikçe, cılız bulutlar perdeleyemedi güneşi
Gülüm solmasın diye göz yaşlarımı döktüm
Işığın buğuyla dansında dilek tuttu aşıklar
Geceleri gökkuşağının kolları kaf dağında
Aç gözlü leprikonlar da iki ucunda
Küplerinde gözüm yok
Hisseme sen düşsen harikalar kumpanyasından

Sessiz sinema oynuyorum oturan boğanın boynuzunda
Yar deyemedim, düğümlendi boğazım
Bilge şefin kurumuş yaralarından sızdı közlü sözleri
Fırtınaları ardımda bıraktım ki tükenmesin hatıraların
İçimdeki savaşa, barış çubukları yaktım
Doya doya içime çekiyorum seni
Sensin yakıp sensin söndüren
Mahmurca baktırıp başımı döndüren

Yusuf Aktaşçı
Kayıt Tarihi : 19.9.2022 08:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!