Yakın dostlarının en önde gelenlerindendir.
başı sıkıştığında direkt seni arar.
aklına estikçe iş aralarında
yanına uğrar, seni çaya çıkarır.
Hoş, aslında tanımsız bir kopukluk
ardında güneşi gizleyen bulutlar vardır ama aranızda
yine de ortada görünen
bir nevi kankiliktir.
şu plaza hayatında bir anda orata bitiveren
şıpsevdi kankiliklere ne kadar güvenilirse! ..
Sonra birgün yine başı sıkışır
'çat' diye seni arar cepten.
aceleye getirir
ayağına kadar çağırır; mazereti de var ya!
birkaç saat sonra vermek üzere
-ki bu onun kendi sözüdür! -
bir miktar paranı alır.
Sorununu halleder uça uça
mutlu olur...
Ama zaman zor, bilirsin.
senin de halin orta karar
hiç de rahat değildir.
Bir de bakarsın sonra;
o gün o telaşla, kıvrıla kıvrıla
dolana-dolana bacaklarına
senden parayı alan kankin
3-4 günlük sessizliğe bürünmüş! ?
İyi niyetinden vermiştin
zor durumuna rağmen paranı.
sen de rahat değildin.
söz vermişti incelikle...
Parayı alırkenki telaşlı ifadenin yerini
bir umarsızlık
ve sanki aldatma sessizliği almıştır halbuki!
Arayıp istesen bir türlü,
istemesen bir türlü! ..
En sonunda 'kankim nasıl olsa' dersin
arar, hatırlatırsın -alınmaz diyerek-
ama bahane üstüne bahane! ..
günler geçer
yılgınlığın yavaş yavaş
yerini sinire bırakır.
Dayanamayıp, kızgın bir e-posta atarsın.
Sessiz kalan, sinen o ya;
dişini gösterdiğin için
anında suçlu, kaba, “çıkarcı dost” sen olursun!
İlanın da hemen basılıverir!
sonucu düşünür durursun sonra
kızgınlığın artar yalnız kaldığın her anda...
yoğun bir kor-aleve dönüşür
o, dostlukla sulanmış saf gönlün
daralır da daralır.
Bir şey yapman gerekir.
Neredeyse alevlerle kendini yakacaksın!
Paran zaten gitmiş...
son kararının zilleri çalar sonra kaçınılmaz...
çoktan hazırdır aslında bu dostluğun mezarı
ve o, çoktan girip yatmıştır mezarın içine
üzerini toprakla dolduracağın günü bekliyordur
kendinden bile bihaber...
otomatik görevi; kendisini senin ellerinle gömmek
sende vicdan azabı uyandırmak belki;
varoluştaki ufak bir katalizör...
vermiş olduğun parayı
gömülen dostuna son bir kıyak
cenaze masraflarına verirsin böylece
başının gözünün sadakası ilan edersin.
son duasını okur
oradan arkanı dönüp sonsuza dek ayrılırsın.
ucuza adam gömmek diye buna derler!
yılların dostluğu...
evet ama bu kadar ucuza mezara girebiliyorsa
girsin varsın...
kurtlar yesin, tropikal böceklerle şenlensin bedeni
kokuşsun hatta, ne fark eder? ! ..
üzerine o çok sevdiği sıvıdan
alkol döksünler bol bol!
kuru bırakmasınlar leş gibi sigara kokan dudaklarını!
yeter ki böyleleri
zombi olup da
tekrar tekrar hayatlarımıza girmesinler.
(Ekim 2006)
Ömer DalmanKayıt Tarihi : 17.10.2006 22:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ömer Dalman](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/10/17/yakin-dostu-ucuza-gommek.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)