Bu topraklarda bir gecede binlerce yuva söndü.
Depremler yalnızca binaları değil, umutlarımızı da yıktı.
Hakkı yiyenlerin, gözünü para hırsı bürümüşlerin ihanetinde ezildik.
Enkaz altında kalan yalnız bedenler değildi; adaletin de üzerine çöktü betonlar.
Bir yangınla karardı gökyüzü...
Otel odalarında, ihmalkârların utancı kül oldu.
Küçük bedenler, büyük ihanetlerin ateşinde yandı.
Doğu Türkistan’da bir çocuğun sessiz çığlığı hâlâ kulaklarımızda...
Bir annenin gözyaşı, özgürlüğün zincirlerinde boğuluyor.
Kimse duymasa da, biz duyuyoruz: Zulmün ayak seslerini.
Filistin’de geceler bombalarla aydınlanıyor.
Çocuklar mezar taşlarıyla büyüyor, anneler evlatsız sabahlara uyanıyor.
Bir millet, bir insanlık, göz göre göre yok ediliyor.
Ve dünya...
Susuyor.
Ve biz...
İsyan ediyoruz!
Adalet susmuş olabilir.
İnsanlık körelmiş olabilir.
Ama biz susmayacağız!
Artık Yeter!
Zulme, ihanete, adaletsizliğe DUR diyoruz!
Mazlumların sesi, yıkılan umutların yankısı olacağız!
Ve bir gün, adaletin güneşi karanlığı yutacak!
Kayıt Tarihi : 29.4.2025 00:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yıllardır sönmeyen tek ateş zulmün ateşini ellerimizle söndürmek uğruna... sen de DUR DE!
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!