Bıktım sabahı olmayan gecelerin soğuk yüzünü seyretmekten. Bıktım, boş duvarların arsız sırıtışlarından, kaş çatışlarından. Umut ekmekten, hüzün biçmekten bıktım.
Gidişin soğuk bir kış gecesiydi. Buz kesilmişti kaldırımlar, buz kesilmişti bedenim. O zaman biliyordum dönmeyeceğini. O zaman biliyordum bütün yolların çıkmaza uzandığını. Ama bir umut, kücüçük de olsa bir umut kalsın içimde istemiştim. Kaldı mı sence.?
Bir haber yollayacaktın, bir selam, bir mektup, ya da geri döneceğin umudu saklayan bir işaret. Hani nerede?
Zaman, çok acımasız. Her derde ilaç derlerdi de inanırdım. Zaman ilaç değilmiş derdime. Bir yok oluşun, kahroluşun takvimlerdeki yansımasıymış zaman.
Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?
Devamını Oku
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?



