Bu kaçıncı kalem kırdığım, yırttığım kaçıncı kâğıt. Sözler düşmeden dudağımdan, dökülmeden kelimeler kâğıda usandım sana sensizliği anlatmaktan. Usandım düşlerimin yorumsuzluğundan. Ya gelmelisin artık, ya da gel demelisin. Ya var olmalısın, ya da var oldurmalısın.
Hep hasret olacaksa aşkın iz düşümü, ben yanacaksam, ben çekeceksem bütün kahırları, benim gecelerim iç çekişlere gebeyse, ben yenilmiş sayılacaksam bütün oyunların sonunda neye yarayacak aşk?
Bu son mektup bilmelisin. Son kırılışı kalemin, kâğıdın son yırtılışı. Gül koparsa solar, dal koparsa kurur.
Ya ben!
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan