Yüreğimin ince sızısı,
Gün gelir duygular katmerleşir yürekte. Bir başına taşınmaz olur. Dile düşmek pahasına da olsa paylaşılır bir şifreler yumağıyla. Şiir olur, ince dantel gibi dökülür kalemin hüzün dolu uçlarından. Şarkı olur, sazın telinde, sazendenin dudaklarında anlam bulur. Bir kelebek kadar özgür, bir tüy kadar hafif olur dünya. Uzatsan ellerini yıldızları yakalarsın. Bir adımda aşılır tüm mesafeler. Ruhları titreten korkular silinir. Sevgi bir pınardır o zaman. Kurak topraklara can veren, garip bir yolcunun yanık yüreğini serinleten.
Yalnızlığın ruhunda anaforlar yarattığı odanda hayaller üzerine yorumlar yaparsın. Kendi kendine konuşursun çok zaman. Bilirisin ki yalnızlık değildir seni sarıp sarmalayan. Bilirisin ki en koyu yalnızlıkta bile sevgilidir yanı başındaki.
Kalabalıklarda anlamını kimselerin çözemediği tebessümler yayılır dudaklarına. Bir şiirin küçük bir dizesinde ararsın tüm çözümsüzlükleri. Renkler daha canlı, şekiller daha belirgindir o zaman.
An vardır “hayali ömre bedel.” İçin titrer, nefesin kesilir. Kalp atışlarındaki hızlılığa çözüm bulamaz tıp ilmi. Çaresizdir bütün kitaplar.
An vardır çaresizdir bütün kelimeler.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.