Damar damar açan düşsel tomurcuk
Gizemli yol bulur sevgilerden
Tedirgin bir yalnızlığa inat
İz sürer gece gündüz demeden...
Göçebe zaman başka bir baharı alır getirir
Tutsak aşk işte bu döngüde düşer yıldızlardan
Sonrasında
Yaşamdan beslenen o bereketli tohum
Süt beyaz filizler misali
Buğulu bir soluk itişiyle uzar da uzar...
Gökçe bulutlarda dolanır sevi
Yatağına sığmaz delişken nehir olur da
İki bedende
Çağlayanlarca taşar...
En mahrem ilk yazların körpe düşlerinden
Yakıcı bir ıslık sesi yayılır ansızın
Öz/üm tutuşur sınırsızca...
Sulu sepken yağmurlar nasıl yapışırsa toprağa
İşte öylesine,
Dudaklar al iziyle ıslanır...
Dolunay akşamlarının uykusuz suları gibi
Nazlı nazlı akan
Umudumun çocuksu yüzünü
En masum rüzgarlarla ferahlatan
Tedirgin düşsel yolculuğumu
Sonsuz kılan
Yıldızlardan daha ışıltılı, daha rengarenk
Dilimde büyük ülkeler kuran
Ömürlere bedel ey büyük aşk
Hoş geldin!
Yeter ki
En alevli saadetler getir uzaklardan
Çiçeklendir gönül bahçemi çağla bademlerinle
Dokun tenime, sar,sarmala, hisset beni
Tutsağın olmaya hazırım şimdi
Zincirlere vur göz bebeklerimi...
Kayıt Tarihi : 10.4.2008 21:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Arslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/04/10/yakici-bir-islik-sesi.jpg)
Tutsak aşk işte bu döngüde düşer yıldızlardan...
İşte yaşanılanların şaşmaz şahidi ve hüzün bekçisi olan usta kalemlerin hayatının özeti gibidir bu satırlar.
Kendisi olmanın bedelini ağırdan ödemeyi sevenler, dirhem dirhem çalarlar hayatlarının güzelliklerinden...
Ki sonsuz güzelliklere kavuşabilsinler diye...
Şiirlerinizin hepsi harika ağabey. Şiir gibi şiirdir yazdıklarınız.....
Selam ve hürmetle...
Recep Uslu
TÜM YORUMLAR (53)