her bulduğu aralıktan süzülüyor rüzgar.
evlerin pencereleri seğiriyor.
gecenin henüz başlangıcı,
dışarıda her şey birbiriyle bağlantılı;
uyumlu sesler, akan derenin çağıltısı.
taşların bile kavradığı bir dil bu...
üzerinde biraz kafa yormalı.
uzandım ve düşündüm;
herkes uyurken de sürerdi onun ihtişamı.
aniden çarparak kapandı pencere.
ezildim, bir tüyün altında kaldım.
kayboldu gözlerimde dünya,
sıkıca sarılıp sarmalandım.
uzaklarda kaldı bedenim.
uzaklarda kaldı varoluş sancım.
kanat sesine düştüm,
ilk adımımda zamansızlığın.
ışığın kristal dağıttığı yerde.
sesten basamaklar,
perdenin önünde.
korkusuzca sustum;
bilinmeyeni bilmeye;
benliğimi alıp geçen serinliği
Rûhu'l Kudüs bildim.
adım adım inerken basamakları,
kulağımda tanıdık bir ezgi,
adını anımsayamadığım bir enstürman.
bir sarayın meydanında sesler...
korkuyla durunca son dönemecin eşiğinde,
bütün yıldızları karıştırdı bir el;
titredi gece, titredi dizlerim,
bağı çözülen bilyeler gibi dağıldı boşluk.
aniden açıldı pencere; gözlerim...
sızlayan bedenimle baş başa kaldım.
Kayıt Tarihi : 11.11.2019 17:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!