Ya Rabbim bilirsin bendeki derdi
Kullar kulak vermez şu Ezan-ıma
Hergün bir fırtına gönlümü gerdi
Bahar yazı gönder şu hazan-ıma.
Bilirim burası sınav yeridir
İnsanlar imandan sanki geridir
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Fatma kardeşim sizin derdiniz bizim de derdimiz lakin önce bizim din-i İslam'ı bi-hakkın öğrenip hal dilimizle ona ayinedarlık yapmamız lazımdır ki başkalarına da bu hak dini anlatmaya yüzümüz olsun. Yani; önce daha önceki kulaktan dolma din dediğimiz hurafe ve bid'at kaynaklı uydurma dini terk edip Kur'ani ve Nebevi din olan asıl İslam'a dönmemiz lazımdır ki onun ana kaynakları, muhkem ayetler ve de sahih sünnetlerdir. Bu iki ana kaynağın dışında kalan çakma dine rivayet dini diyoruz ki bu asla Allah'ın Muhammed-s.a.v-e indirdiği gerçek din değildir. Mesela: Siz profilinize "Şefaat- ya Resulullah" diye yazmışsınız ki bu Kur'ana göre bir şirktir. Zira kaç tane muhkem ayetin beyanına göre şefaat sadece Allah'ın indindedir ve ona aittir. Onun dışında-peygamber bile olsa- hiç kimse de Allah izin vermeden şefaat etme yetkisi yoktur.
İkincisi: Sırat mevzusudur. Kur'anda böyle bir köprüden bir tek ayetle de olsa bahis yoktur. Zaten sırat demek köprü demek değil yol demektir.
Üçüncüsü: Kur'anda Azrail isimli bir melekten de bahis yoktur. Kur'anda daima "ölüm melekleri" ve "ölüm elçileri" tabirleri kullanılır.
Netice olarak tekrar ayni şeylere parmak basmak istiyorum ki o da; uydurulan dini bırakıp indirilen dini öğrenip ona yoğunlaşmamız lazımdır vesselam.
Hayırlı çalışmalar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta