Yakarış Şiiri - Yorumlar

Sen affını çok görme benim Sevgilim, Efendim...

Kalbi bir niyaz ve içli bir dua oluşmuş da, Şaire hanımın istediği bol ışık/nur Allah'ın son hak kitabı olan Kur'anda fazlasıyla zaten var. Çünkü O kitabın meşhur isimlerinden bir tanesi de "NUR"'dur. Gerçi bazı mana ve meal bilmezler, ayetlerin siyak ve sibakına bakmadan onlara garip manalar vermeye kalkıyorlar ki bunlardan birisi de; "ŞÜPHESİZ, ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR!" ayetidir. Bu ayette bahsi geçen nur Kur'anın kendisidir ve "EL YEVME EKMELTÜ LEKÜM DİNİKÜM... - BU GÜN SİZİN DİNİNİZİ KEMALE ERDİRDİM VE ÜZERİNİZE NİMETİMİ TAMAMLADIM VE DE DİN OLARAK İSLAMDAN RAZI OLDUM.-" ayeti bunu gayet net olarak ifade etmektedir. Kim o ilahi nur'a mana meal muttali olup hayatını onun ışığı altında şeri ölçülere göre tanzim ederse iki cihanda da bahtiyar olur. Her kim de, kendisine onun dışında bir hayat tarzı seçerse, o , iki cihanda da bedbaht ve mutsuz olur.

Herkese hayırlı sınavlar.

YANDIĞI ANLAR olunca ulamaya da gerek kalmıyor. Neden YANDIĞIN olsun ki?

Aruzu atladım. Kabul. İçerik de yok.

Hece şiiri olmadığı için doldurma hece diye bir şey de yok. Gayet güzel olmuş. Aruzda söz demek kolay değil

Şiir aruzda yazılmış
hezec behri
kalıbı:mefUlü mefAİlü mefAİlü feUlün

yandığın anlar olmalıdır vezin gereği,Onur hanım

Yakarış
Şüpheyle tereddütle yürek yandığın anlar
Mahkûm ederim suçlu görüp kendimi kendim
Âlemlere şâmil keremin, mağrifetin var,
Sen affını çok görme benim Rabb’im Efendim.

Ruhum süzülür nur olarak göklere bazen,
Bazen yedi kat yerlere batmış gibidir can.
Bir korkulu humma gibi kavrar beni isyan
Sen affını çok görme benim Rabb’im Efendim

Kurtar bizi zulmetten İlâhi bol ışık ver,
Kahrolsun, uzaklaşsın o şeytan denen ejder.
Rabb’im sana ermek dileriz yolları göster,
Sen lûtfunu çok eyle benim Rabb’im Efendim

Halide Nusret Zorlutuna


HATALAR:

“Şüpheyle tereddütle yürek yandığın anlar” YANDIĞI ANLAR olacak. N fazla… Gereksiz. Yanan kendisi, hitap ettiği ALLAH değil, HAŞA!..

“Âlemlere şâmil keremin, mağrifetin var,” MAĞFİRETİN VAR olacak. MARİFET demek istemiş gibi. Onda da yazım hatası var. Bunlar çok farklı şeyler. MAĞFİRET: Af, bağışlama…

“Bazen yedi kat yerlere batmış gibidir can.
Bir korkulu humma gibi kavrar beni isyan” İki benzetme edatı alt alta…

SEN, BENİ, BENİM, SANA, BİZİ, O… Bütün suç O denen melunda! Bizde hiç yok! İyilikler bizden, kötülükler ondan!

Şiirde kavuştak yok. Yere sağlam basmıyor. Tabure uyak… Çivileri yerinden oynamış. Üç ayağı da sallanıyor üstelik. Çünkü uyaklar da sağlam değil.

Doldurma heceler var. Sadeleşmeliydi.

Elinin ucuyla çiziktirivermiş işte! Şiiri bilmiyor mu? Biliyor. İstese yapamaz mıydı iyisini? Yapabilirdi. Neden yapmamış? Önemsememiş. Ne yazık ki Allah için yazılan bir şiire, aşk şiirlerindeki itina gösterilmemiş.

Sağlam uyağın olmadığı yerde durak olsa ne olmasa ne? Onun da şaftı kaymış. “Eğri geminin doğru seferi olur.” demiş, anlaşılan. Bunlar, medar-ı iftiharlarımız! Devrin en iyileri… Şairin olmadığı keçi Abdurrahman Çelebi…

Bazen üyelerin şiirleri ustalara taş çıkartıyor!

Sevgiler…

Onur BİLGE

Bu kadar mı güzel olur bir şiir, şairimizin ruhu şad olsun,
Şiir'le bizleri tanıştırana ayrıca kucak dolusu selam!..

Şiir güzel konusuyla her şeyiyle tebrikler. Gördüğüm kadarıyla bu şiir Ondörtlü hece ile yazılmış. Ama birde bu şiir yedi artı duraklı olsaydı daha güzel olurdu tebrikler

Amin diyorum..