Güneş çekilirdi pencerelerden
Karanlık bir mahrem gibi
Usulca girerdi evlerimize
Yağmur bir dua olurdu
Yetim çocukların avuçlarında.
Toprak suya doyardı…
Oysa gözyaşlarının gücüne inanmazdım eskiden.
Gök kubbede dua gibi dolaşırdı ahlar,
Gezgin bir titreyiş olurdu içlerimizde
Yer yüzü canlanırdı
Uçurumlar,
Dağ dorukları…
Yeni bir sabah verirdi güneş ellerimize.
Doru atlar çıkagelirdi
Kar yığınlarından
Zaman kaçak bir sevgili olurdu
Bıçak sırtlarında
Sızıldatırdı inceden ince…
Gül kokuları kaçışırdı terli tutkulardan
Uzaklığı öğrendiğim denizler,
Annemin balkona astığı mavi gömleğim
Aklımı çelerdi gitme diye.
Sonra sen düşerdin aklıma
Bir komşu kızının perçemine pervaz olurdu
Telkâri gülüşlerin
Ağlardı ezan vakti sebilleri özleyen testiler
Ellerinde can bulurdu,
Bir sonsuzluk gibi,
Gözlerimde savrulan güvercinler.
Alır başını giderdi kimsesiz kum taneleri
Yağmura doyardı,
Güneş kırıklarını toplayan
Yorgun şemsiyeler.
Kumdan yaptığımız kaleler gelirdi aklıma
Bahçedeki leylaklar, yeni açmış ebe gümeçleri…
Aklımı çelerdi gitme diye.
Eğer sen deseydin gitmezdim
Sonsuza kadar
Ey mavi gömleğim, kimse sevmedi beni
Senin kadar…
18 Ağustos 2005, Ordu
Kayıt Tarihi : 6.3.2007 15:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salih Okumuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/03/06/yakaris-104.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)