O bizim mahallenin çocuklarından biriydi
Ne de olsa aynı kuşağın çocuklarıyız biz
İlk ve tek Kızılderili arkadaşım minik Yakari
Ahırın önündeki çadırda pinekleyen reis
Gündüz vakti uykunun gözüne vururdu
Köy meydanında ortalık süt liman sessiz
Reisin ağzındaki çubuktan duman çıkardı
Yakari Küçük Şimşeği dörtnala koşturup
Tahta çitin üstünden korkusuzca atlardı
O dere senin bu tepe benim hep cirit atar
Ne de olsa her zaman ona göz kulak olurdu
Gökyüzünde usulca süzülen Büyük Kartal
Hayvanlarla konuşur doğa çocuğu Yakari
Öylesine sevecen ki karıncayı bile incitmez
Beyaz adamlara benzemez o bir Kızılderili
Bir de Gökkuşağı vardı öyle güzel mi güzel
Kabilenin inci tanesi güler yüzlü küçük kızı
Gökkuşağı bizim keratanın burnunda tüter
Gökte ararken yerde burduğu bir güzellik
Yağmurla güneşin gökyüzünü süsleyen aşkı
Sen Kızılderililerin masum çocuğu Yakari
Bugün o güzel soyun kurutulmuş olsa da
Ne olur hep aynı çizgide devam et hayata
Beyaz adam senin yörene hiç uğramasın
Rüyanda bile görecek olsan dinleme sakın
Onun boyundan büyük yalanlarına aldırma
Olur ya günü birinde büyümeye kalkarsan
Durmadan yalvarır yakarırım gece gündüz
Beyaz adamın günahları lügatine girmesin
Hani cinayet, soykırım, sömürge, tecavüz
Kayıt Tarihi : 3.1.2016 21:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Korkmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/01/03/yakari-28.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!