Dalgalar,
Sahile vurmakta,
Başı bilinmeyen bir zamandan,
Sonu görünmeyen bir ummana.
Rüzgar,
Coşturuyor,
Bazen delirtip kudurtuyor,
Azdırıyor, sessiz sedasız, uysal
İpek bir atlas gibi mışıl, mışıl uyuyan,
Işıl ışıl inci damlalarından oluşan denizi.
Bazen,
Fısıl fısıl, hışır hışır,
Sonsuzluk nameleri fısıldarken,
Aşıkların denizden daha derin daha zengin,
Daha engin sevdaya aşık ve açık sevdalı kulağına,
Yakamozlarla
Göz kırptığında,
Sanki derinliklerdeki istiridye
Kabukları içinde gizlenen inciler,
Göz kırpıp gizlenmekte sevdalılarının sevda gözüne.
Kayıt Tarihi : 12.2.2009 15:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

namık cem
BU ARADA YAKAMOZ NEDİR DERSENİZ Kİ SİZ BİLİYORSUNUZDUR DA BEN YİNE DE YAZAYIM İSTEDİM. :
Genellikle yanlış bilinen “Yakamoz” ayışığının suya, denize vuran yansıması değildir. Yakamoz bir canlıdır, latince ismi Noctiluca Milliaris olan bu canlı, bir biçimde ateş böceğinin denizde yaşayan versiyonudur. Luminisens maddesini vücudunda barındıran bu canlıya dokunulduğunda bir ışık saçar. Bu canlı bir planktondur, yani milimetrik boyutlarda bir canlıdır. Bunlardan milyonlarcası bir araya geldiğinde geceleri bir kayık geçerken, veya bir balık sürüsü geçtiğinde bu canlılara çarparak ışık çıkartmalarına neden olurlar.
O yüzden balıkçı sandallarında yüksek bir direk ve bu direğin ucunda oturulacak bir yer vardır. Gırgır motorlarının köprülerinin çok katlı ve en üst kattan bile kumanda edilebiliyor olmalarının bir sebebi de budur. Balıkçılardan biri buraya oturarak ay olmayan geceleri balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi oraya yönlendirirler veya doğrudan kendileri tekneye (gemiye) kumanda eder. O yüzden Lüfer avlarken Lüks ışığı kullanılır, ışık balık gelsin diye değil misinanın değdiği, yakamozların çıkardığı ışıktan Lüfer korkmasın diye Lüks ışığı ile yakamoz ışığını öldürmek için kullanılır.
TÜM YORUMLAR (4)