Kırık parçaları yapıştırmıyor gözyaşı
Dilde hüzünlerin pastilleri erimedikçe
Hep aynı köşeleri sunuyor insana hayat
Dönenler mutlu, düşenlerin göğsünde kanıyor fıtrat
Hangi zarı atsam gökyüzüne hışımla
Yapışıyor yakama yoksul bir imbat
Yetmiyor sözler aldanışı anlatmaya asırlardır
Yaşamak denilen şey bu kalabalık coğrafyada
Bir an kendinle baş başa kalmak…
Tutunup bir mumun alevine gitmek vakti şimdi uzaklara
Yakalanmadan hain tuzaklara
Hissetmek alevde acıyı
Yudumlamak varsıl düşlerde sancıyı
Ve gömerek toprağa aldanışları, yalanları
Gitmek vaktidir şimdi ummanın tam içine
Karışmak sevinin en derinine
Ve sarılmak kutsal değerlere bir sevgili dirayetiyle…
Uzanıp bir çardağa şimdi çağırsam yaşam sakilerini
Uzatarak göklere aşkın kadehini
Ayırsam göz ucuyla acıları
Süzsem hayata dair sancıları
Ve yutsam iksir gibi tüm haksızlıkları
İpe çeksem bir kalemde
Çıyanları, piyonları, puştları
Ve engerek gülüşlü yalakaları
Kazsam adaletin derin çukurunu
Doldursam içine umudu ve mutluluğu
Yıksam haksızlığın iğreti saraylarını
Gül olsa bütün gülüşler
Hülyayla sarılsa gönüller
Ve sevgiye dönse artık tüm küreler...
Kayıt Tarihi : 31.1.2015 13:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!